1. adalet öznel ve değişkendir. hukuk, adaletin formel ifadesidir. bir toplumu oluşturan bireyler eğer birlikte yaşamaya niyetliyse neyin adil olduğu konusunda bir uzlaşmaya varır. hukuk, bu uzlaşmanın ifadesidir.

    uzlaşma deyince fikir birliği anlaşılmasın. fikir birliği varsa zaten uzlaşmaya gerek yoktur. uzlaşma bir pazarlığı varsayar. pazarlık yapabilmek için de, gücünüzün olması gerekir. eğer gücünüz yoksa, pazarlıkta kaybeden taraf olma ihtimaliniz büyüktür. ve nihai uzlaşmanın pek de istediğiniz gibi olmaması ihtimali...

    dolayısıyla bir toplumun üzerinde uzlaştığı adalet kavramı, toplumdaki sınıfların gücü mertebesinde şekillenir. hukuk bu uzlaşmanın ifade edilmiş hali ve yürütücüsüdür. üzerinde bitmek bilmeyen bir mücadelenin sürdürüldüğü bir alandır. toplumsal sınıflar/zümreler/gruplar, eğer bu konuya ayırabilecek insani sermayeye sahip olacak kadar zenginleşmişlerse, kanun maddelerinin kendi çıkarları lehine değişmesi için lobi faaliyetleri yürütürler, karşı-lobi yapanların boş bir anını beklerler, vs. hukuk deyince bizim gözümüze genelde boşanma, adam öldürme, hırsızlık vb medeni hukuk kavramları geliyor. halbuki üretim ilişkileri ağının tümü düzenleyen bir bütündür hukuk. akçeli işleri düzenleyen vergi hukuku, ticaret hukuku, çalışma hukuku vb kanun maddelerinde yapılacak tek bir kelime değişikliği büyük meblağlarda servetin bir zümreden diğerine transfer olmasına neden olabilir. eğer bu değişikliği yaptıracak kadar gücünüz varsa, adalet bu demektir.

    dolayısıyla kimse "adalet nerede, hukuk yok mu?" diye ağlamasın. yok.

mesaj gönder