1. günlük hayatta yaptığıma ara öğünü yanında taşımak diyorum, yolluk diyemiyorum çünkü yolluk aklıma hep annemin teyzelerimin 1.5 saatlik tren yolculuğu için geceden saatlerce hazırlık yaptığı zamanları hatırlatır. yanımda elma taşımayı hatıralara saygımdan bu kelimeye yakıştıramıyorum.

    akıl işi miydi yaptıkları o zamanki kafamla bile sorgulardım. adapazarından gebzeye hadi en fazla haydarpaşaya gideceğiz poğaçalar sarmalar meyveler ve yanında ince belli çay bardağı bonusuyla 1 termos çay ! üstelik dönüş için de ayrı menü... o zaman kızardım ne yük ediyoruz alalım simit alalım meşrubat (o zaman trenlerde meşrubatçılar gezerdi)^:"çay gazoz kola ayran meşrubat içeeeeeennn" bağırışı hala aklımda...^ çocuk halimle bile elimde en az bir çanta- bir poşet olurdu yemek aşkına...

    bir de tabi trenin kalkış saatinden yarım saat önce garda olunur. masalı-4lü koltuklar kapılır ki yolluk iyice serilsin...

    geçenlerde trene bindim çok değil pendik-arifiye, hooop bitiyor. ama evde bişeyler hazırlayıp götürme gereği duydum, bir meyve fındık ve sandviç. sadece sandviçi yiyebildim kısacık yolda o ayrı... ama sanki çocukluğuma bir saygı duruşuydu o, teyzelerimi annemi bir nevi anmak, ben de size benzedim i yaşamaktı...

    yeni yeni anlıyorum aslında o zamanlar onlar da çocuklukları için aynı şeyi yapıyorlardı. aynı mesafenin çok uzun sürdüğü onların çocukluk zamanlarında köyden yemek taşırlarmış yanlarında... onlar da belki babalarını dedelerini anıyorlardı böyle...

mesaj gönder