1. savaş sonunda genel olarak eleştiriler nazi almanyası üzerinde toplanmıştır ancak çoğusu italyan faşizmini ve japon militarizmini unutur. bende sizlere biraz bu iki devletten bahsetmek istiyorum.
    japon militarizmi
    1914'e kadar tarımı ve endüstriyi bir arada götüren japonya, endüstriyel gelişimiyle rakiplerinin önüne geçmeye başlamıştı. alman yazarları okuyarak yetişen yeni nesil, yayılmacı bir politika izleme yoluna yön vermiştir. genişlemenin temel hedefi ise çin toprakları olmuştur. küçük çatışmalarla başlayan süreç temmuz 1937'de çin'e karşı savaş görünümü almaya başladı ve japon emperyalizmi ülkeyi "militerize" etmeyi başardı. bu sürecin tamamı alman-japon yakınlaşmasının temelleri attı.
    italyan faşizmi
    mussolini, faşist iktidarın ve politikanın başlangıcı olarak, osmanlı zamanında asker çıkarılan trablusgarp'ta ki varlığını sağlamlaştırmak ve kuzey afrikada yayılmacı olmayı hedefliyordu. konuşmalarında ve yazılarında, machievelliden etkilendiği açıkca ortadır. devlet yapılanmasında faşist devletin temel görevlerini yerine getirmeyen her birey cezanlandırılması, eğitim ve öğretimini faşist esaslar üzerine yapılması hedeflenmiştir.
    faşist hükümetin dışpolitikası emperyalistti. savaşın temel dayanak olduğu, tarih çarkının kanla döndüğü inancı vardı. içten içe bir büyük roma hayalide gütmekteydiler. bu da türkiye toprakları üzerinde bir tedirginlik yaratıyordu. afrika ve asya'nın roma kökenli faşist italyan devletinin doğal hakkıdır denerek, 12 adayı elinde bulunduran italyanlar, türkleri tehdit etmekten geride kalmıyorlardı. bu gerilime bir örnek olarak italya'nın etiyopya'ya hava saldırısının ardından türkiye oraya yardımda bulunmuştur ve italyanları eleştirmiştir.

    1930'ların sonunda almanya'nın müttefiki olacak ülkelerin başlıca görünümü böyleydi.

mesaj gönder