-
gilles deleuze felsefe yapmak kavram üretmektir diyor. burada illa kavram üretip felsefe yapmaya girişecek olsam bu sorunun temeline pazarlmadaki konumlandırma kavramını yedirmeye çalışırdım. konumlandırma, sizin ürettiğiniz malın onu satın alacak kişilere göre konumuna deniyor.
nerelisin sorusunun kökeni karşılaşan kişilerin birbirlerini konumlandırma çabasıdır. bizim varolma biçimimiz konumsal. açık haliyle şöyle; dünyanın bir yerinde ve bir zamanında var oluyoruz. dünyanın olma biçimi de bu şekilde, konumsal ve ilişkisel bir varolma tarzı. konumsal varolma biçimi ilişkilerin de konumlandırılmasına neden olur. dünya nedir sorusunun bilimsel cevabı şöyle; güneş sisteminde bir gezegen. ilk tanım mekânsaldır. detaya indikçe konumun ve ilişkilerin detaylarına girilecektir. 3. sıradaki gezegen, yaşam alanına elverişli gezegen derken canlılarla ilişkisi düzeyinde bir tanımlama yapılır. konum aynı zamanda zamandaki konumu da kapsar. yani dünya şu kadar bir zamanın içindedir. kendimi konumlandırma açısında şöyle tanımlarım, şu anda burada olan, bu zamanda var olan, ve bu ilişkileri zincirinin bir halkası olan kişi. ilişkilerim geçmişteki konumlarımın bugüne taşınması ile oluşur ve birikir. yani 10 sene önce oradaki ve o zamandaki ben ve kurduğum ilişkiler bugünkü ilişkilerimin sonsuz alt kümecikleridir.
dolayısıyla biriyle karşılaştım ve onun nereli olduğunu sorduğumda onu konumlandırmak isterim ve ilişki altkümeciklerine dokunmak isterim. şuralıyım dediği anda onun bir dönem orada ve o zamanda olduğunu kabul ederim ve benim altkümeciklerimde ilişkileri gözden geçiririm. sonrasında aa öyle mi benim yurt arkadaşımın halasının oğlunun nişanlısı da orada öğretmenlik yapıyordu. ahmet emmiyi tanır mısın? diye ilişkimi başlatıyorum. ve onu zincirime dahil ediyorum. çünkü onun konumuma karşı bir tehlike yaratmadığı fikrine, beni öldürmek istemeyeceğine inanmak için ve onu öldürmemek için bir nedene ihtiyacım var. yani onu derhal konumlandırmalıyım.