1. size komik bir olay anlatayim gss borcumla alakali olarak:

    kahvede arkadaslarla otururken yeni atanmis bi ogretmen arkadas gss borcundan dert yandi: "ulan 4 bin lira borc mu cikarilir vicdansizlar, traktör mü alıyoruz o nasıl bi paradir" diye. bizler de her iyi arkadasin yapmasi gerekecegi gibi dalga gectik, "hocaa sen bu borcu 1 senede odeyemezsin, senin gibi fakire yapilir mi bu?" diye.

    nedense sonra aklimiza geldi acaba bizim de prim borcumuz var midir diye. arkadaslar yusuf yusuf cekerek telefonlara sarildi, tc kimlik nolar girildi. sorgula tusuna basanin surat düsüyor, hoca keyifli tabi hüplete hüplete cayindan yudumlar cekiyor. ben de mezun oldugumdan bu yana o proje senin, bu insaat benim gurbet ellerde gezinen ve mezuniyetten beri issiz kalmamis bir genc olarak sskmın hep tam yatmis olmasina guveniyorum, pesin satan esnaf gibi gerildigim sandalyede bir elimde cayim diger elimde telefon sorgulamaya giriyorum :" sieeh sieeh sieeh bana da mi borc cikarabilecek devlet" diye. ekran yükleniyor, o da ne 1000 lira borc var, borcun oldugu döneme bakiyorum askerde oldugum 6 aylik dönem. hafiften kizariyorum ama serde erkeklik var, bok sürdürmemek için kahvede " olur böyle yanlışlıklar, düzeltilir zamanı gelince, yok yahuu ne gidicem sgkya kehkeh" diyorum.

    ertesi sabah 8 de kahvaltiyi yaptigim gibi solugu askerlik subesinde aldim.(*:swh) o tarihlerde askerde oldugumu kanitlamam sgk icin yeterli olmaliydi cunku. ama olmadi. sgkdaki memura laf anlatamadim, gelir tespiti dedi, şu evrak lazim bu evrak lazim dedi. ve bürokrasiyle ilk dansım o tarihte başlamış oldu.

    gelir tespiti nedir ulan diyerek gittigim -adini hatirlayamadigim kurumda- bi dunya evrak verdiler. ama orda da derdimi anlatamadim. sonucta borcumun kaynagi issiz olmam veya fakirlik degildi. sgk borcu olmayan birine askerdeyken hatayla cikarilmis bi borctu bu, ama makyajdan yuzu gorunmeyen memur abla bunu idrak edemedi. elimdeki bi dunya evraga baktim, hanim ablaya baktim, haspinallah dedim, o bana bakti, sonra evraga bakti, doldur dedi.

    işlerin böyle yürümemesi gerektigine inandigimdan eve geldigim gibi evraklari bi kenara attim. memur kadina anlatamadigim derdi annem dinledi yarim saat. ustune bi de bol kopuklu bi turk kahvesi yapti. sonra da gel bu kadini sevme, gel bu evde huzur bulama.

    bürokrasiyle mücadelem kahvede aksamin konusu oldu. sgk borcunu disardan odemeye calisip aylarini veren bürokrasi gazimiz mehmet abi bana ince taktikler verdi. memurlar nasil alt edilir, evrak nasil toplanir, kurumlarda siranin olmadigi bos saatlerin haftalik cizelgesini okey yazbozuna nakış gibi isledi, elime tutuşturdu. o akşam mehmet abi 4 çayımı içti. helal olsundu, hoş olsundu.

    1 ay boyunca direndim, hiç bi kuruma gitmedim. sonradan aklima sgkdaki memur geldi, bu adam beni unutmustur coktan dedim, bastim sgk ya gittim, askerlik kagidini eline tutusturdum, ama bu sefer ne yapmam lazim demedim. askerlikteki doneme ait olan borcu siler misin, askerlik kagidim da burda dedim. sersemledi bi an, sonra tabi tabi dedi, meshur sisteme giris yapip borcumu sildi.

    bu kadar kolay bi islemi nasil olur da bu kadar zorlastirabilirler anlayamasam da bürokrasiyi dedemden sonra sülalede ilk kez yenebilen biri olarak dayıma hava attım.

mesaj gönder