-
aynada süslenirken görürse;
" kafanızın içini süsleyin dışını değil" derdi. her seferinde bıkmadan.
saçları yok yani işte bildiğiniz kel, biri azıcık alay etse;
" cevher dolu dağda ot bitmezmiş"
ve her sofraya oturduğumuzda;
yüksek sesle;
"karnımızdan önce gözümüzü doyur allah'ım"
unutulur mu bunlar?