1. her gün ama her gün yeni bir olay duymaktan biz bıkıyoruz ama bu taciz ve tecavüzcüler işlerini yapmaktan geri durmuyor. onları bu kadar cesaretlendiren şeylerden biri muhakkak yaptıkları işi yüreklendirircesine, onlara verilen -büyük oranda-hafifletilmiş cezaları.

    ayşe arman bugün kaleme aldığı yazısında daha önceden belki duyulmuş ama yine tarihin tozlu raflarında unutulmaya yüz tutmuş bir taciz belki de tecavüz olayından bahsetmiş köşesinde. 4 yıl önce izmir' de bir okul müdürünün kız çocuklarını odalarına çağırarak onlara porno izlettirmesi.... ve sonra insanın işte tahayyül edemeyeceği, düşünürken bile iğreneceği, midesine kramplar girmesine sebep olan, hayattan soğutan yaşadıkları. bu ülkede küçücük ne çok çocuk hayatına yarım başlıyor? korku dolu ve belki de ileri safhalar için cinselliğe bir adım daha ilerde.

    yazısında yıllar sonra kadın öğretmenin bu olay üzerine giderek müdüre dava açıldığından bahsetmiş. ama onca çocuğun ırzına geçmek sudan ucuz!!! 1,5 yılla sıyırmış. şimdi nerede görev yapıyor bilinmiyor ve ya tabi ki de söylenmiyor; yani aramızda bir yerlerde. hangimiz çocuklarımızı okula kayıt ettirirken okul yönetimi ve öğretmenlerin secerelerine bakabiliyoruz ki? burada vurgum bu işi sadece okulda yapıyor olmaları değil bu adamların. elbette her yerde var. ama okullar inkar edilemez bir şekilde daha yatkın, sabah gönderip akşam geldiklerini düşündüğünüz zaman ve pek çok haberin bunun üzerinden gerçekleştiğini duyduğumuzdan bahsediyorum bu şekilde.

    diğer taraftan olayı ortaya çıkaran ve velileri bu konuda hakkında bilinçlendiren öğretmen -yarın onunla da bir röportajı olacakmış bu arada- çocuklara bu olayı itiraf ettirirken "iyi dokunma-kötü dokunma" şeklinde konuşmuş o yavrucaklarla.. ne kadar zor o küçük bedenlere bunu itiraf ettirmek, ruhlarının kanayan yaralarını göz yaşlarında hissetmek. tacize uğrayan herkes bilir ki böyle bir konuyu paylaşmak neredeyse imkansızdır. şimdilerde sürekli olarak gündeme geliyor olması bir cesaret sebebi elbet ve farkındalık artıyor ama eskiden böyle değildi. üniversite stajımı yaşıyorken başıma iki farklı olay gelmişti. bunu izah etmek öyle güçtü ki.. direkt olarak asıl suçlu belliyken nasıl bir kışkırtma sonrası başımıza böyle bir belayı aldığımızı sorgulayan bir toplumda yaşıyoruz hali hazırda ve aradan yıllar geçiyor; değişen pek az şeyler var.

    yıllar, okuduklarım, ortada olanlar ve yaşadıklarımı bir süzgeçten geçirince taciz ve tecavüz için en iyi zırhların; alınan eğitimlerin, kariyerin, unvanın, paranın, konumun... olduğunu görüyorum. nasıl olsa benden şüphe etmez, edemezler diye bir algı geliştiriyor bu zayıf beyinler. işte tam bu noktada biz kadınlar, tokmağı doğru anda geçirmeliyiz kafalarından aşağıya, artık daha da bir cesaretli olmalıyız. çocuklarımız varsa daha bir farkındalık kazandırmalıyız. ortaya çıkara çıkara kendi felaketlerini öngörüp yasaların onlara tanıdığı açıklığa ve hafifliğe rağmen "yeltenmemeli" hiç bir bu tür iğrençliklere...

    haberi merak edenler için ise buyrun

    güncelleme: olayı ortaya çıkaran öğretmenin röportajı pazar günü okuyabilirmişsiniz ama bugün farklı bir olaydan bahsetmiş. adam 73 yaşında ve oldukça zengin.. konuya buradan ulaşadurun ama bu kamuflaş olayı sandığımızdan daha fazla, bunu anlıyorum.

mesaj gönder