1. köleliktir. sekiz saat bile olsa ahmaklıktır. hayatını devam ettirmek için çalışmak zorunluluğu dayatmadır. "sahip olduğumuz şeylerin kölesi oluyoruz". üç bin liraya aldığın telefon için hiç yiyip içmesen bile belki iki ay çalışıyorsun. bir araba için senelerce. bunlar olmasa ne olur? hiç kimsede olmasa mesela. yani bin tane manyakla uğraşıp kıçından ter akarak çalışıyorsun akşam eve gelince ne oluyor? menemen makarna yiyor sonra yatıyor uyuyorsun. bu muydu yani. bunu için miydi? domatesi biberi yetiştirsen, hamurdan erişte kesmiş olsan gün boyu çalışman zaten gerekmeyecekti. "tembellik hakkı" diye bir şeyden bahseden bi adam vardı. nietzsche'nin akrabası mıydı neydi. adam haklı. bize ne öğütlediler, çalışkan olmayı. başkaları oturduğu yerden para kazandı. bize ne öğütlediler? dürüst olmayı. başkaları fırıldaklıkta ihtisas yaptı. şimdi biz o çakalların emrinde, önüne bi kap yal konmasını bekleyen zavallılar haline geldik. çok yanlış anladık hayatı. çok yanlış yaşadık. bunu fark ettiğimizde kendimiz için geç kalmıştık ama çocuklarımız için hala erkendi. ama yapamadık. bile isteye bu çarkın dişlileri arasına attık onları da. iyi bir eğitimin para etmediğini deneyimledik ama buna rağmen çocuklarımızı özel okullara gönderebilmek için kendi hayatımızdan eksilttik. bu nasıl bir çaresizlik nasıl bir çılgınlık bilemiyorum. kendimi mazhar osman hastanesinin kronik şizofren bölümüne hapsedilmiş gibi hissediyorum. etrafımdaki herkes deli. fakat bunu onlara anlatmaya çalışmam anlamsız. tek yapabileceğim onlardan biri gibi davranmak. onlar gülünce gülmek. kendini peygamber sanana " o çok süper eyvallah" falan demek.

mesaj gönder