1. geçen hafta bir arkadaşım beni bağcılarda kuaföre götürdü, çalışan bir suriyeli kız saçlarımı boyadı, ömrümde bakırköy kuaförlerine çok para harcamama rağmen, ilk kez ağlamadan kalktım koltuktan. şu zamana kadar elde ettiğim en güzel saçı yaptı bana, tabi sürekli konuştuk. bana ilk nerde oturduğumu, oturduğum yerde kiraların durumunu sordu. erdoğanı sevip sevmediğini sordum, bana bir zararı yok yani seviyorum dedi, ama şuan burda olmanın sebebi o değil mi dedim, yani o evet dedi ama tepki sıfır. maaşını da sordum, asgari ücreti alıyormuş, e yine diğerlerine göre biraz daha şanslı. yalnız her ne olursa olsun savaş bittiğinde döneceklerini söyledi.

    bunun gbi çok örneği var elbette ama bence vatandaşlık verilmeli. bu insanlar vatandaşlık aldıklarında ucuz iş gücü olmaktan çıkacak. kayıtlı işçi oldukları için sigortasız çalıştırılmayacaklar, kim vurduya gitmeyecekler.

    bu hayat bizim için var, yarın birgün mülteci konumuna düşüp, bu haklardan maruz kalıp, gerçekten üç kuruşa çalışmak var. sigortasız. öldüğünde kaydın bile olmadığı oglmadığı bir hayat.

    eminim ki savaş bittiğinde zaten çoğu geri dönecek.

    "e onun için vatandaşlık var ya? sigortasız çalıştırabildiği için iki saat daha uzun sürede daha fazla çalıştırabiliyor. bunun için suriyeliyi değil açgözlü işletmeleri suçlayacaksın.

    türkiye’de beş yılını doldurmuş, gerekli şartları sağlamış ve bu ülkede kalmak isteyen suriyelilere vatandaşlık hakkı tanıyacağım diyor devlet. yani bir kimlikleri olacak, kayıtlı işçi olacakları için sigortasız ve asgari ücret altında çalışamayacaklar, öldüklerinde veya öldürüldüklerinde birileri, en azından devlet bunun farkında olacak, suriyeliler için bm den alınan milyonlarca dolarla kamplara zulalanan çocuklar kaybolduğunda, hastalıktan öldüğünde hesap sorulabilecek bir kayıtları olacak yani."

mesaj gönder