leyla erbil

Kimdir?

orta sınıf ailenin üç kız kardeşten ortancası. ilk, orta ve liseyi istanbul okullarında okudu. istanbul üniversitesi'nde ingiliz edebiyatı bölümünde eğitim gördü. son sınıfta ayrıldı. çeşitli işlerde çalıştı. evlenerek bir süre ankara ve izmir'de oturdu. 1961 de istanbul'a döndü. evli ve bir kızı var (fatoş erbil-pınar).

yazarlığa hikâyeyle başladı. ilk yayınlanan hikâyesi uğraşsız'dır; (seçilmiş hikayeler dergisi, 1956 ankara) giderek dost, yeni ufuklar, yeditepe,ataç, papirus, yelken vb edebiyat dergilerinde yazı ve hikâyeleri göründü. erbil, kendinden önce yerleşmiş olan yazın akımlarına bağlı kalmadı; roman, hikâye ve düz yazı metinlerinde ortodoks marxçıların karşısında yer almasıyla tanındı. psikanilizin özgürleştirici yöntemlerinden yararlanarak, dinin, ailenin, okulun, toplumsalın ürettiği tabularla dolu ideolojilere karşı 1956'da başlayan mücadelesini dilin oturmuş kelime hazinesi ve söz dizimi kuralarını değiştirme çabasıyla sürdürdü. yeni bir biçim ve biçem geliştirdi. başlıca düşünce kaynakları marx ve freud olarak belirtildi.

leyla erbil, 1970 türkiye sanatçılar birliği, 1974 türkiye yazarlar sendikası kurucularından olup, pen yazarlar derneği üyesidir. 1961'lerde türkiye işçi partisi üyesi olan erbil, türkiye işçi partisi'in sanat ve kültür bürosu'nda görev almıştır. 1979'da çağrılı olarak gittiği abd'de kendisine, iowa üniversitesi onur üyeliği verilmiştir. edebiyat ödüllerine katılmayan erbil, 2000- 2001 yılı ankara edebiyatçılar derneği onur ödüllerini kabul etmiş, 2002 yılında ise, pen yazarlar derneği tarafından nobel edebiyat ödülü'ne ülkemizden ilk kadın yazar adayı olarak gösterilirken, "türk dili ve edebiyata egemenliği, aynı zamanda insana, hayata ve dünyaya karşı sorumlu aydın tavrı" vurgulanmıştır. 82 yaşında vefat eden leyla erbil,zincirlikuyu mezarlığı 'nda defnedildi.

  1. leyla erbil'e yazılmış mektupları okudum ben de.
    “seni, güzel eden, dost eden, dayanılmaz eden yine sen’sin. bunu da öğren. ve hiçbir kahraman, hiçbir aziz, hiçbir hergele, sana azâp veremez! azâbı, sen kendin icat ediyorsun. beni de böyle berbat ediyorsun.”

    “şunu da bir iyi belle: benim için çok mühim olan, sana âşık olmak veya âşık olmadığımı bağırıp yırtınmak değildir. aslolan, seni kırmamak, üzmemek, kaybetmemektir. anladın mı canım?”

    böyle sevilmek nasıldır görmüş, yaşamış insan. mektupları okurken hep bunu merak ettim, nasıl bir histir acaba?

mesaj gönder