1. uzayda vakit geçiren astronotların bedeninde bir dizi değişiklik olduğu biliniyordu. örneğin kasları küçülüyor ve boyları 5 cm kadar uzuyordu. şimdi ise dünyadan uzaklaşmanın bir etkisi daha olduğu netleşti: görüşü bozuyor.

    astronot seçmelerine katılabilmek için 20/20 kusursuz görüşe sahip olmak gerektiği bir mit olsa da (lazerle göz kusurlarını düzelttirenleri de kabul ediyorlar), gözlerin kesinlikle bozuk olmaması gerekiyor. fakat bu koşullar altında seçilen ve uzun süreli uzay uçuşlarında bulunan astronotların %80’i dünyaya miyop olmuş şekilde dönüyorlar. bu durum, özellikle 2030 gibi yakın bir tarihte yapılması planlanan mars uçuşu açısından nasa’yı endişelendiriyor.
    peki bu görme bozukluklarına neden olan şey ne? durumun farkına ilk varan kişi, 2005 yılında uluslararası uzay istasyonu’nda bulunmuş olan john phillips olmuş. yörüngede geçirdiği süre boyunca görüşü giderek kötüleşmiş; fakat görev kontrol ekibine söylemesini gerektirecek kadar da değil. dünyaya döndüğünde doktorlar kendisini genel bir sağlık kontrolüne aldıklarında ise uzayda geçirdiği 6 aylık süre zarfında görüşünün 20/20’den 20/100’e zayıfladığı ortaya çıkmış.

    phillips’in gözlerini ayrıntılı biçimde inceleyen doktorlar, astronotun gözünün yapısının da değiştiğini anlamış. gözlerinin arka bölümleri düzleşerek, retinaları ileri itmişler. çatlağa benzeyen korodiol katlanmalar oluşmuş ve göz sinirleri şişmiş.

    nasa önce bunun münferit bir olay olduğunu düşünse de, buna benzer görme problemlerinden muzdarip olan astronot sayısı araştırıldığında konunun ciddiyeti ortaya çıkmış. artık bu durumun bir adı bile var: görüş yetersizleştiren kafatası basıncı (ing. visual impairment intercranial pressure – viip) sendromu. bu sendromun başlıca nedeninin ise yerçekimsiz ortamda astronotların başında oluşan basınç olduğu düşünülüyor.

    dünya üzerinde iken, yerçekimi vücut sıvılarımızı ayaklarımıza doğru çeker. uzayda ise böyle olmaz ve örneğin scott kelly’nin uzayda geçirdiği 1 yıl boyunca 2 litreye yakın sıvı beyninde toplanmıştır. kafatasındaki tüm bu fazla sıvı, göz kürelerinin arkasına basınç yaparak onları düzleştirir. retinaları ileri doğru iterek, görüşü çarpıtır. en azından bilimciler durumun böyle geliştiğini düşünüyorlar.

    sorun şu ki, bu senaryonun göz düzleştirme kısmı yapılan taramalarla doğrulanabilse de, kafatası içi basıcın ölçülebilmesi, hele ki uzayda, pek mümkün değil. o nedenle sürecin bu olduğu henüz kesinlikle söylenemiyor.

    iyi haber ise gözdeki basıncı düşürecek çeşitli yöntemlerin şimdiden denenmeye başlaması. artık astronotların düzenli olarak, bacaklardan hava emerek yerçekimi varmış gibi hissettiren rus cüce (ing. russian chibis) kostümünü giymeleri isteniyor.

mesaj gönder