1. bir alışveriştir bence. bir şeyler alır bir şeyler verirsiniz, budur arkadaşlık. mesela hayat arkadaşlığını göze alalım, yani eşinizi. size hayatını, mutluluğunu, yeri geldiğinde de üzüntüsünü verecektir. bunlar sadece birkaçı. bence arkadaşlık kurabilmek için çok benzemek değil, azıcık -ama azıcık- farklı olmak gerekir bana göre. "neden?" diyeceksiniz, hemen anlatayım. eğer bu insanların zevkleri salt ve değişmez ise %100 yaşanacak şeydir bu. fakat ben yine de kişisel bir zevkten örnek vereyim:

    iki adamımız da metal müzik seviyor diyelim, bir süre boyunca birbirlerine deliler gibi grup önerirler. fakat bir süre sonra birbirlerini hızlıca tanır, fazla bir şey paylaşamadan birbirlerinden soğuyuverirler. konuşmayı keserler. çok kısa süre konuştukları için birbirinin düşünce tarzları hakkında da fikir sahibi olmamışlardır. bu yüzden -ön- arkadaşlıkları biter.

    önemli olan ikinci kısım ise birbirinize ne kadar açık olabileceğinizdir. herkes her insana karşı açık olamaz değil mi? burada karşıdakini biraz tanıma ihtiyacı duyabilirsiniz, ki duymalısınız da. onun düşünce yapısı, kişisel görüşleri vesaire. eğer bunlar sizin hoş karşılayacağınız bir doğrultudaysa güzel bir arkadaşlık olacaktır.

    en yakın arkadaşımla hiç benzemeyen bir ikili değiliz fakat başta belirttiğim gibi biraz farklıyız. o daha çok blues, rock severken ben daha çok metal dinliyorum. evet bunlar bir hayli yakın şeyler fakat farklar var, birbirimize katacağımız şeyler var. bazı zevklerimiz çok farklı. bunların üzerine konuşurken kuruluyor işte arkadaşlıklar. farklı şeyler olmalı. yoksa karşıdaki size hayatını veremeden arkadaşlık biter. sadece hayatını verirken olmuyor bu alışveriş. bilgi, birikim, öğreti, anı vesaireleri aktarırken de aynısı oluyor.

    arkadaşlık için iki tarafın da aynı hacimdeki birikimde olmasını düşünüyorum.

mesaj gönder