1. aşk gibi tanımı muğlak olmayan ama yine de bazen karıştırılan, başka his ve denklemler ile bir tutulan oluş. aşkın tanımı insan adedince değişken ve elastikiyeti olan bir kavramdır. aşık olma hissiyatı ise, elle tutulur ve gözle görülür bir veri olduğundan, (mecazen) çetrefilli bir döngü değildir. her insan aşık olduğunda, ekseriyetle hissettiği şey, karnının üzerinde bir kelebek vadisi olur, ya da ayakları yerden kesilip bulutlara taşınır, yahut maşuk haricinde görüş alanı mat, maşuk ise gökkuşağı gibi renk bulur. aşağı yukarı hissi edinim ve refleksler bu yönde. zaten oluş bir nihayete gebedir ve nihayete bakıldığında, kelebekler fil ayağına döner, bulutlar kaldırım taşı olur ve renkler eski haline, nihayet bildirgesi de mat olur. bunun yanında: hoşlantı ve şehvet gibi istemci tetikleyen hâllere de bazılarımız aşk diyor ve âşık olma eşiği olarak görüyor. hoşlantı zarfı mazruf bulunca ve şehvani arzular katre katre süzülünce, aaa şaşkınlığı peyda oluyor. bu idrak zayıflığı, tıpkı bayılma ile ölmeyi karıştırır gibi bir zayıflık ve kişilik inşası tam olmamış kişi ve kişilerde görünen bir bölünmedir.


    âşık olmak dünyanın en güzel şeyi ve yaşamı güzel kılan bir yalanıdır. evet, gerçeğidir diyecektim ama vazgeçtim. vazgeçtim çünkü her şey gibi âşık olmak da gerçek karşısında parıltılı ve simli hâlini kaybediyor, hükümsüz ve hiç olmamış, yaşanmamış bir hayal olarak kalıyor. oysa yaşanmış.

    uzun bahis. bence en güzeli âşık olmak. kısacık güzellik kuşağı yaşamak var iken felsefi ve esef dolu münazaralara ne gerek var?

mesaj gönder