1. sırtına ağır bir şey almak için eğiliyorsun. onunla birlikte kalkmak için ya birinden yardım alıyorsun ya da ellerinle yerden destek alıyorsun. dizlerin titriyor. alnından terler boşalıyor. ayağa kalktığında önce zar zor yürüyorsun. dengede durmaya çalışıyorsun. yol aldıkça sırtındaki hafifliyor. senin bir parçana dönüşüyor. kendini hatırlatmıyor. ne zaman ki yol bitmeye yaklaşıyor, sırtındaki kendi ağırlığına dünyanın bütün ağırlıklarını ekliyor. bırakmak için çömeliyorsun. dizlerin senden bağımsız hareket ediyor. sırtından attığında o şeyi, huzura eremiyorsun. hala oradaymışçasına kalkmaya çalışıyorsun. sendeliyorsun. taşıyamıyorsun. çünkü başlangıçtaki ağırlığı gidiyor da sırtında yolda yüklendiğin mana kalıyor. taşıyamıyorsun.

    aslında taşıdığın şeylerden fazlasıdır yük. bu yüzden ölçülen ve hissedilen zinhar eşit değildir.

mesaj gönder