• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.23)
kumarbaz - fyodor mihailoviç dostoyevski
dostoyevski vicdansız yayıncısı stellovski'yle yaptığı sözleşme gereği kumarbaz'ı bir ay içerisinde bitirmek zorundadır. aksi halde gelecekteki tüm romanlarının yayın hakkını elden çıkarmış olacaktır. acelesi yüzünden romanı kendi eliyle yazamaz ve yanına daha sonra evleneceği anna grigoryevna'yı alır. kumarbaz, yirmi beş günde bitirilmiş olsa da tüm yaşama yayılmış bir deneyimin, dostoyevski'nin kendi kumar tutkusunun ürünüdür. stellovski, dostoyevski üzerinde oluşturduğu kâbusla bir taraftan dostoyevski'yi, daha sonra evleneceği anna'yla kendini keşfettiği bir yolculuğa çıkarır, diğer taraftan edebiyat tarihine ölümsüz bir eser kazandırmış olur. (tanıtım bülteninden) (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)
  1. ilk olarak ilkokul yıllarımda basit bir versiyonunu okumuştum.daha sonra iş bankası kültür yayınları basımı elime geçti ve oradan okudum.işte tam anlamıyla o okumadan sonra kitabı anladım.üstelik kitabı okurken bir ay gibi bi kısa sürede yazması gerektiğinden de haberim yoktu.bitirdikten sonra çok şaşırmıştım.dostoyevski müthiş anlatımıyla bütün karakterleri,ruh hallerini iliklerinize kadar hissettiriyor.kumar sahnelerinde bu kadar heyecanlanacağımı hiç tahmin etmezdim.diğer romanlarında olduğu gibi rus milliyetçiliği yine hissediliyor.

    "alman idolüne tapmaktansa, bütün ömrümce bir kırgız çadırında göçebe yaşamı sürmeyi yeğlerim!''

    "yolculuktayken bütün polonyalılar kont olur."

    "burjuvazinin tam ortasında,(paris) her meteliğin ince ince hesaplandığı, dünyanın en çıkarcı çevresinde yaşıyordum."

    kumar konusunda muzdarip olan yazarın kumar borcunu ödemek için kaleme aldığı söylentiler arasında. kitabı okuduktan sonra insan acaba diye düşünüyor.

    kitabın felsefesini dostoyevski'nin harika diliyle son satırlarından anlamak mümkün.

    !---- spoiler ----!

    ah harika bir azim örneği olmuştu doğrusu: her şeyi kaybetmiştim, her şeyi... kumarhaneden çıktım, şöyle bir yokladım sağımı solumu.. yeleğimin cebinde bir gulden kalmıştı. ''iyi o zaman , yemek param varmış !'' diye düşündüm, ama yüz adım gittikten sonra kararımdan cayıp geri döndüm. bir guldenimi manque'a koydum(bu kez manque'a koymuştum nedense)... insan yabancı ülkede yapayalnızken vatanından, dostlarından uzakta, o gün ne yiyeceğini bile bilmez haldeyken , son, en son guldeniyle kumar oynadığında gerçekten özel bir duyguya kapılıyor! kazandım ve yirmi dakika sonra cebimde yüz yetmiş guldenle kumarhaneden çıktım.işte size bir gerçek efendim!bazen sol gulden bile değerli olabilir!ya o esnada cesaretimi kaybetseydim, ya karar vermeye cüret edemeseydim?
    yarın, yarın her şey bitecek

    !---- spoiler ----!

mesaj gönder