1. aslında bu olaya devletin satılması olarak bakmamak lazım. eğer bu özelleştirmeler hakkıyla yapılırsa, yani kişilere peşkeş çekmek şeklinde değil de; verimliliği arttırmak, yabancı sermayeden yararlanmak, ülkeye gelir sağlamak, rekabeti arttırmak, özel sektörün daha hızlı karar alma mekanizmasından yararlanmak gibi.

    tabi bu yöntemin de beraberinde getirdiği bazı gereklilikler var. bunların başında devletin denetim mekanizması geliyor. sen eğer bir kurumu satıp ve gerekli yaptırımları uygulamazsan, ne oluyor ne dönüyor bunlardan haberdar olmazsan, bu sistem yarardan daha çok zarar getirir.

    herkesin bildiği üzere devlet kurumları ülkenin yan gelip yatma yeri. herkes vatansever ama konu devlet kurumunda çalışmaya gelince yan gelip yatmakta kimse bir sakınca görmüyor. götünü devletin döner koltuğuna oturtan göbeğini büyütmekten başka hiçbir işe yaramıyor. ülke için hiçbir katma değer yaratamıyor çünkü kontrol eden kimse yok ve mesai saatlerini doldurdukları sürece iş kaybetme korkusu yok insanların. bu durum milyarlarca lira zararı da beraberinde getiriyor.

    ayrıca trt'nin götüne koyim. satsınlar. yıllardır biliyoruz ne bok olduğunu. trt jeneriklerine bakınca görüyorsunuz zaten, aile şirketi gibi anasını satayım. diğerlerinin de bir farkının olduğunu düşünmüyorum. ölü, devamlı zarar eden, rant yuvası haline gelmiş kurumları özelleştirmek ve bunlar üzerinde gerekli denetimi sağlamak, şu anki ekonomik durum içerisinde daha mantıklı görünüyor.

    yazının başında dediğim gibi bu özelleştirmeler layıkıyla yapılırsa, o kurumların şimdiki durumlarından daha ileri bir seviyede olacağından eminim.

    ek olarak 60'lı yıllarda almanya'nın; amerika, ingiltere, fransa'nın 80'li yıllarda uygulamaya başladığı özelleştirme politikası ve sonuçlarını araştırabilirsiniz. vakit bulabilirsem eklemeye çalışacağım.

mesaj gönder