1. ufkunuzu açar. daha önce kulaktan dolma bilgiler edindiğiniz, filmlerde gördüğünüz kültür karmaşalarının içinde bulursunuz kendinizi.

    bir süre sonra yeni ortamınıza alıştığınızda hayret edersiniz insanoğlunun her ortama adaptasyonunun ne kadar hızlı gerçekleştiğinize. ilk havaalanına inişte sağınızda solunuzda gördüğünüz garip tiplerle yaşayacaksınızdır, şirketin insan kaynakları personeli ve şoförü sizi alır, hiç bilmediğiniz ülkenin, bilmediğiniz bir şehrinin, bilmediğiniz bir mahallesindeki bilmediğiniz ve bilmek de istemeyeceğiniz oteline yerleştirir sizi. ne üniversite yaşamı, ne de askerlikle kıyaslanamayacak kadar tek başınasınızdır artık, kendinize güveniniz bu noktadan sonra gün geçtikçe artmaya başlar. bazen çekip gitmeyi, memlekete geri dönmeyi düşünürsünüz, sonra ülkedeki kaos aklınıza gelir, işverenlerin köle sisteminde çalıştırdığı belirsizlik içinde yüzen projelerde boğulmak istemezsiniz, oturursunuz oturduğunuz yerde.

    internet hayatınızın vazgeçilmez bir parçası olur, zaman geçirmek için spor salonlarından çıkmazsınız, türlü hobiler edinirsiniz. sağlığınıza da dikkat etmeye başlarsınız bu arada, kim ister ki garipliğine gariplik katıp bir hastane köşesinde tedavi edilmeyi.

    telefonu daha çok sevmeye başlarsınız ve aynı zamanda daha çok nefret etmeye, güzeldir eşle dostla konuşması ama ne zaman ki bu icat zamansız çalsa telaşa kapılırsınız ya birine birşey mi oldu diye.

    not: iş bu yorumun 2nci çoğul şahısla yazılma sebebi, çoğul olan herşeyin güzel, tekil olan herşeyin ise yalnız olduğunu yeri gelmişken vurgulamaktır.

    dilerim ki türkiye'den başka yaşanılacak bir yerin daha olmadığına inanacak kadar güzel günler görsün ilerde çocuklarımız. bizim buhranlarla geçen gençliğimize inat onlar bari mutlu olsunlar.

    yurdun dışından, gönlümün içinden selamlarımla.

mesaj gönder