1. sinema, tiyatro ve bale izlemenin yetenekle ne gibi bir ilgisi olduğunu merak ediyor insan. "biliyor musun o kadar yetenekliyim ki film izleyebiliyorum!". film, tiyatro vb. aktiviteleri izleme ihtiyacına yeteneklerin doğrultusunda sahip değilsin. yeteneklerin doğrultusunda sahip olsaydın izleyici değil, aktör, oyuncu veya balerin olurdun.

    bu tartışmada bahsi geçen "ihtiyaç" kelimesi, sadece yemek, içmek ve sıçmak gibi temel ihtiyaçlar anlamına gelmiyor. bunun dışında bir çok kültürel faaliyeti/ihtiyacı da kapsar. aksi takdirde; bundan 200 yıl önce "8 saat iş" için grev yapmazdı insanlar. temel ihtiyaçlarının karşılanması yeterli olurdu.

    yetenek dediğimiz şey ise doğuştan gelir. insanların doğuştan sahip oldukları bir özellik için daha fazla gelir elde etmesini şahsen etik bulmuyorum. ancak gelir olarak arada uçurum olmamak kaydıyla insanlığa daha fazla katkı sağlayacaksa, elbette mümkün olabilir.

    einstein yeteneği doğrultusunda gelir elde etseydi, milyarder felan olurdu. peki ne işe yarardı bu durum? hiçbir şeye yaramazdı. zaten ihtiyacı olan imkanlara sahip biriydi. bilime önemli ölçüde katkı sağladı. ancak benzer yeteneklere sahip olmasına rağmen ihtiyaçları karşılanmadığı için, yani imkanı olmadığı için aynı katkıyı sağlayamayan ve yeteneği körelen insanlar var.

    bu da bizi tartışmanın kilit noktasına getiriyor.

    sonuç olarak; yeteneklerin körelmemesi için ihtiyaçlar karşılanmalı, imkan sağlanmalı, öte yandan insanlığa katkı sağladığı ölçüde ve diğer insanları mağdur etmemek kaydıyla yetenekli insanların daha fazla gelir elde etmesi de mümkün kılınmalı.
    ulgan

mesaj gönder