1. yapayalnız sonda.

    NASA tarafından 5 eylül 1977'de fırlatılan 722 kg'lık, maliyeti yaklaşık 250 milyon dolar olan insansız uzay sondası. ikizi olan voyager 2'den 16 gün sonra fırlatılmıştır. asli görevi olan jupiter ve satürn gezegenlerini keşfetmek/ziyaret etmek faslını bitirmeyi müteakip (22 ağustos 1980) görevi güncellenmiş ve 2012 ağustos tarihinden itibaren güneş sisteminden de çıkarak yıldızlararası sisteme girmiştir. şu an güneş sisteminin ötesini keşfetme görevine devam etmektedir. voyager 1 ve 2 çekimleri

    her saniye yaklaşık 17 km hızla dünyadan ve güneş sisteminden uzaklaşmaktadır.^:şu ana kadar insandan en uzakta olan ve uzaklaşmaya devam eden insan yapımı cihaz^ bu yorumu yazarkenki mesafesi 20,359,867,744 km. günceli takip için. aslında aldığı mesafe yalnızca yaklaşık 18-19 ışık saatidir.^:kozmoz için iğne ucu kadar küçük, güneş sistemi için büyük bir adım^

    3 adet 470 wattlık RTG pili ile çalışan cihazın, enerji imkanının 2025'e kadar süreceği değerlendirilmektedir. söz konusu süre içerisinde herhangi bir yıldıza ya da gezegene ulaşabilmesi mümkün gözükmemektedir. enerji kaynağı bittikten sonra sevk-idaresiz bir şekilde şayet başına bir iş gelmezse, boşlukta milyonlarca yıl seyrine devam edebilecektir. sondanın üzerinde karşılaşılabilecek diğer yaşam formlarına ithafen; dünyanın yerini, dünyadaki yaşam formlarını^:dna'ları dahil^, 55 dilden merhaba mesajı, çeşitli anlara^:yeni doğan bebeğin sesi gibi^ ve canlılara ait sesler^:balina sesi gibi^, mozart, blind willie jackson, chuck berry ve birçok etnik müzik yapan sanatçılara ait şarkılara sahip "golden record" vardır. golden record hakkında.

    içindeki türkçe mesaj ise "sayın türkçe bilen arkadaşlarımız, sabah şerifleriniz hayrolsun." şeklindedir. ^:5 sn'lik ses kaydı nasa'nın adresinden indirilebilir^

    carl sagan'ın 11 mayıs 1996'da, 6.4 milyar km uzaktan voyager 1 tarafından çekilen dünya fotoğrafına yönelik yaptığı güzel konuşma, soluk mavi nokta:

    "Şu noktaya tekrar bakın. Orası evimiz. O biziz. Sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde bulunuyor. Tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, yoz siyasetçi, her süperstar, her "yüce önder", her aziz ve günahkâr onun üzerinde bir günışığı huzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde.
    Evrenin sonsuzluğu karşısında dünya çok küçük bir sahne. Bütün o generaller ve imparatorlar tarafından akıtılan kan nehirlerini düşünün, kazandıkları zaferle bir toz tanesinin bir anlık efendisi oldular. O zerrenin bir köşesinde oturanların başka bir köşesinden gelen ve kendilerine benzeyen başkaları tarafından uğradığı bitmez tükenmez eziyetleri düşünün, ne çok yanılgıya düştüler, birbirlerini öldürmek için ne kadar hevesliydiler, birbirlerinden ne kadar çok nefret ediyorlardı.

    Böbürlenmelerimiz, kendimize atfettiğimiz önem, evrende ayrıcalıklı bir konumumuz olduğu hakkındaki hezeyanımız, hepsi bu soluk ışık noktası tarafından yıkılıyor. Gezegenimiz, onu saran uzayın karanlığı içinde yalnız bir toz zerresi. Bu muazzam boşluk içindeki kaybolmuşluğumuzda, bizi bizden kurtarmak için yardım etmeye gelecek kimse yok.

    Dünya, üzerinde hayat barındırdığını bildiğimiz tek gezegen. En azından yakın gelecekte, gidebileceğimiz başka yer yok. Ziyaret edebiliriz, ama henüz yerleşemeyiz. Beğenin veya beğenmeyin, şu anda Dünya sığınabileceğimiz tek yer.

    Gökbilimin mütevazılaştırıcı ve kişilik kazandıran bir deneyim olduğu söylenir. Belki de insanın kibrinin ne kadar aptalca olduğunu bundan daha iyi gösteren bir fotoğraf yoktur. Bence, birbirimize daha iyi davranma sorumluluğumuzu vurguluyor, ve bu mavi noktaya, biricik yuvamıza."

    bu da benden cansız ama cesur kovboya gelsin.

mesaj gönder