1. okumayı sevmiyoruz o kesin. ama gördüğüm kadarıyla ülkede edebiyata ilgi var. ama kalitesiz edebiyata ilgi var. hiçbir derde derman olmayacak metinlerle uğraşıp duruyor insanlar. yazarlar da para kazanmak istediği için kitlenin istediği metinleri cıkarıyorlar. kolay tüketilebilir kitaplar diyorum ben bunlara. youtube'da bloglarda orada burada pek çok kitapsever(!) görüyorum. beni büyük bir hayal kırıklığına uğratıyorlar. zamanlarını, paralarını, düşüncelerini koca bir saçmalık için harcıyorlar. kalitesiz romanlar, şaibeli tarih kitapları. bunlarla bir insan sadece yanlış düşünme sorunu yaşar. düşünme süreci zaten sıkıntılı halkın. iyice bitiriyoruz. küçücük çocuklar gereksiz erotizm yüklü, düşünmeyi körelten ve okuma etkinliğini sadece metindeki kurguya çeken kitaplar okuyorlar. bunların psikolojik, pedagojik yanını bir tarafa koyuyorum, hiçbir entelektüel çabaları da kalmıyor. lisede klasiklerin adını yazarını ezberleyip o çöp kitapları okuyorlar. haliyle de ezik bir lirizme sahip kitaplar onlar için kaliteli oluyor. az biraz entelektüel ve kültürel gelişime sahip hiçbir ülkede afili filintalar tarzı edebiyatçılar iyi edebiyatçı sayılmaz. ama bizde durum çok kötü. beat kuşağı, bukowski örneği verecek insanlar çıkabilir. ama onların metinleri zaten akademi çevresinde kabul görmez. yıkımı amaçlayan metinler kültür tarihinin parçasını oluşturur, üzerine kültür kurulmaz. ama edebiyat piyasasını ele geçirmiş bir filintalık var nedense. çıkan yeni kitapların hepsi aynı minvalde. doğru düzgün okunan, filolojik açıdan incelemeye değen 5 kitap sayamayız.

    durum böyleyken de yanılgıya kapılıp insanımız edebiyat sevmiyor diyoruz. klasik metinlerin olgunluğu, kuramların kaliteli olmasına alışmış insan söylemidir bu. halbuki insanlar kitap okuyor ama okudukları kitap değil. ha bir de kitaba verilen paraya yazık diyenler var. onlar için herhangi bir tanımı gerekli görmüyorum. insanlar etkinliklerini kendisine uygun olduğu şekliyle düzenler.
    sezgi

mesaj gönder