ateroskleroz dolaşımda bulunan monositlerin (beyaz hücre) damar iç yapısını oluşturan kas hücrelerindeki göçü ve çoğalması, damar iç tabakası lipid(yağ) ve matriks elemanları birikimi ve plak taşımıdır.

bu kavramda halk arasında kötü kolesterol olarak bilinen ldl ve trigliseritleri taşıyan vldl plak oluşumdaki rolü büyüktür. aksine hdl'yle (iyi kolesterol) ise ters ilişkilidir. bu plaklarda bulunan lipidin %70 kolesterolden oluştuğundan düşük kolesterol diyetleri ateroskleroz gözükme riskini azaltmıştır. hdl kolesterol taşıyan bir lipoprotein olmasına rağmen hücre zarındaki artan kolesterole bağlanarak uzaklaştırılmasında rol oynar.

sigara kullanımı kandaki karbonmonoksit düzeylerini artırarak endotel (damar içi tabaka) hasarı oluşturarak kötü kolesterolün damarda birikmesini kolaylaştırır.

şimdi kitabi bilgiyi kenara bırakalım. kalp krizi oluşumundaki en büyük sebeplerden biri olan bu damar tıkanıklığının ne kadar hayati olduğu ortadadır. bu tıkanıklıklar bize iki şekilde sıkıntı çıkartır. ya damarın %70'ni kaplayan tıkanıklıklarla dolaşımı bozarlar ya da (bu daha ani seyirli olur), bu plaklar yırtılarak pıhtı oluşturup damarı tıkarlar. (bkz: emboli)

tedavide her ne kadar ilk etapta kan sulandırıcılar (aspirin, heparin) kulanılsada anjiyogrefi ile stent veya balon kulanılarak damarın açılması sağlanır. ateroskleroz oluşumunu engellemek için diyet, spor, kolesterol düşürücüler (statin grubu ilaçlar) kulanılır.