1. içim. içim içimi yiyor, ben de hazır içim yeniyorken ağzımdan dökülen kırıntıları bir araya getireyim dedim bari.
    jlsiken nsjkaims kabbbks yı, öaldbkle, kkwnsljwş, kebsşğdne.
    ben de anlamadım valla bu harfleri. uygun sırayla dizmek anlamak, anlaşılmak lazım galiba. yoksa kelimeler okunamıyor, bir anlam ifade etmiyorlar.

    beni okuyan yok mu? hadi ya. olmasın. okunmak için mi yazar insan? okunmak, beğenilmek, yüceltilmek. bunları geçeli çok oldu galiba. önemsiz. okunmak belki de iyilik gibi. kimse bilmese, balık dahi bilmese bile yaz, iyilik yap ve denize at. biri okur herhalde. hem iyilik sen ne iyi insansın sözünü duymak için de yapılmaz ki.

    yavaş yavaş zihnimi çökertiyorum. çünkü kafam onunla o kadar meşgul ki, toparlayamıyorum onu. her rahatlatma çabam bana ters etki yapıp daha fazla, daha fazla ile geri dönüyor. nedenini ve nasıl kurtulacağımı biliyorum. ya duyarsızlaştıracağım ya da kabulleneceğim. bunu defalarca denedim. duyarsızlaşmıyor. bunu kabullenemiyorum da.

    sanırım bir süre sonra gitmeyi planlıyorum. yoo, gitmek en iyi yaptığım iş değil. gitmek aslında kendime bir ceza. kimseye kastım yok. sorunum kendimle.

    bu arada beşinci harfi buldum. ama onu kimseye söylemeyeceğim. yoksa her sözü gerçek olur. her dileği. ya benim ölmemi dilerse? şaka la. henüz bir hezeyan tarlasına dalmadım. dilemesi zaten beni öldürür, bunun için beşinci harfe bile ihtiyacı yok. not; kendinizde aramayın.

    okçu la, aq hayatın, sen yoksun oğlum, evrenin hükümdarı olsam kaç yazar.

mesaj gönder