-
tanım olarak genellikle sokakta tek potada oynanan, heyecanı ve kapışması yüksek olan basketbol türü. hikaye kısmına geçecek olursam:
bugün spor salonuna 1 senelik kaydoldum, sporumu yaptım, efendi efendi duşlara doğru seyirtirken salonun içindeki basketbol salonunda türlü türlü milletten yabancı gençlerin maç yaptığını gördüm, kenardan izliyordum. elemanlardan biri boyum uzun olduğu için takıldı:
- hey dostum, boyunun uzunluğunun basketboluna bi katkısı var mı ?
+ are you fuckin kiddin lan it ? senin yaşın kadar benim basket oynamışlığım var.
- ehehe, hadi bi takım kuralım da görelim madem old guy.
içses : şimdi siktim sizi, bi türk'e gaz vermek ne demekmiş göreceksiniz.
sonuç: gördüler. kafalarına blokları vuruvuruverdim. gözüm görmez, kulağım duymaz oldu. alttan girdim üstten çıktım, maç bitti dediklerini bile kulaklarımda yankılanan dombıradan dolayı duyamadım.
nasıl bi gaza geldiysem yolda şiir bile okudum içimden:
be hey ecnebi
ne ararsın pota ile aramda
lebron musun bana hava atarsın ?
o turnikeyi sakın unutma
bir türk'e laf uzatma sebepsiz
sen yine yenilirdin amma
bloklayanın kimdi bilemezdin şerefsiz!