1. kışa hazırlık olsun diye bir çuval çorabı ayıklamaya koyuldum demin.
    yırtıkları dikmeyeceğim bu sefer direkt atacağım diyorum kendi kendime.
    diplere daldırdım elimi başladım çorapları çıkarmaya.
    eski bir çift çorap belki 4 belki 5 yıllık. tak lise yılları, arkadaşın evinde oturuyoruz.
    bir başka çorap. istemeye istemeye gittiğim misafirlikte giymiştim bunu.
    bir başkası, annem almıştı bunu bana diyorum. diğeri ameliyat hediyesi.

    başladık mı anılara dalmaya? geçen çalışma odamın dolabını düzenlerken de aynı şey olmuştu ama çorap lan bu çorap yani. ne kadar anı biriktirebilirsiniz ki bir çift çorapta?
    sanırım gözlerim boşta kaldığında ayaklarıma baktığım için bu kadar yer edinmişler aklımda.

    derken en sevdiğim çorabım karşıma çıkmasın mı? o kadar rahat ki. altı eksta yumuşak. renklerine bayılıyorum. pofuduk pofuduk bir şey.
    ama teki var, teki yok. aradım taradım yok.
    atamadım.
    öylece koydum çekmeceye. bir daha giyemeyeceğimi bilmeme rağmen.
    sonra kalktım bilgisayarın başına oturdum. bu yazıyı yazdım. hala yazıyorum. çoraplar odanın ortasında öylece duruyor.

    ben güya hiçbir şeye bağlı değildim, özgürdüm, vazgeçemeyeceğim bir şeyim yoktu. hani sevgilim filan olursa, o benden korksundu.

    çorabı atamadım ulan çorabı!

mesaj gönder