• youreads puanı (2.15)
  1. şimdi kullanıcıadibulunamadi adlı youser güzel bir entry girmiş konuyla ilgili. şeytanı oynayan kız açık olsa "açıklar şeytan mı?" muhabbeti olacak, erkek olsa başka terane filan. burada güzel bir tespit yapmış kısacası.

    bir de videoyu beğenmeyenler sürekli sanatsallıktan dem vurmuş. tabii sadece burada değil başka sözlüklerde de okuma şansım oldu yorumları. arkadaş gencecik çocuklar bunlar, bu işin eğitimini almamışlar dersini görmemişler. ne bekliyorsunuz ki yani? bir de j.j. abrams'lar nolan'lar filan mı ilgilenecekti bu projeyle allah aşkına? gençler kendi aralarında eğlenmiş işte. tabii sadece eğlenmekle ilgili değil durum. inançları gereği bir şeyler çekmişler. yorumlara bakıyorsun herkes şükretmiş zekasına filan. arkadaş bir şeylere inanıyorlar ve onun üzerine iyi veya kötü bir video çekiyorlar. tamam çok zekisiniz, çok über bir entelektüel birikiminiz var, tamam mükemmel kaliteli insanlarsınız vallahi kabul ettik bakın. ee? yine başkaları üstünden egolar fışkırmış gitmiş.

    video üzerinden benim beklediğim yorum muhafazakar kesimin sanatla ilişkisine yönelik bir eleştiriydi. şahsen videoyu ilk gördüğümde aklıma bu geldi. türkiye'de yeni bir sermaye kesimi oluştu akp döneminde. aslında var olan ama yeterince gücü, alanı bulamayan bir sermaye büyüyüp serpilme şansı buldu. yeşil sermaye, nurjuvazi gibi isimlerle adlandırılan bu sermaye ekonomik bir iktidar oluşturma amacıyla ortaya çıkan bir nevi proje sermaye iktidarıdır aslında. ancak muhafazakar sermaye ekonomi ve siyaset gibi alanlarda ne kadar güçlenirse güçlensin, kültürel bir iktidar kurmaları yakın zamanda mümkün değil. çünkü sanat denen şey osmanlı toplumunda sanayi devrimi'nden sonra tıkanma yaşamaya başlamıştır. muhafazakar kesim 200-300 senedir kültürel bir uğraşıdan, alt yapıdan uzak yetişmiştir. bunun da ayrı gerekçeleri vardır buranın konusu değil bence. bu uzak kalma, hem modern sanatlara tepkiyi veya ilgisizliği doğurdu muhafazakar kesimde, hem de kendi köklerinden gelen ama çağla birlikte kendini yenileyen bir sanat oluşumunu engelledi. zaten günümüzün muhafazakar ama zengin insanlarına baktığınızda sürekli osmanlı dönemine yönelik kültürel faaliyetler gerçekleştirilmeye çalışılıyor. vav harfi olan tablolar, osmanlı'da pek yüksek kültürel atıfta bulunulmayan ebru sanatı, tespih ve benzeri süsleme içeren taş işleri vs. bunların hepsine bakın sadece geçmişte kalan kültürle ilgili birçoğu. modern çağın dokusuna pek uymayan, sadece o dönemin özleminin yaşatıldığı şeylerdir(muhafazakarlık mıdır bu gericilik midir diye sormayın, türkiye'deki siyasi jargonla konuştum yazıda). daha bu konuda farklı ve fazla sayıda çıkarımlar yapılabilir ve muhafazakar kesimin sanatla ilgili sıkıntıları ortaya dökülebilir. bu eleştiridense sürekli gençlerin medeni cesaret ortaya koyarak yaptığı bir video dalga konusu oluyor. eleştirinin nedeni o gençler mi yoksa toplumun bir kesimine yönelik antipati mi? sapla saman birbirine girmiş gibi geldi bana.

    bir de bu toplumun kız çocuklarını göstermelik okuttuğu, satranç oynamalarının yasak, kitap okumalarının kötü görüldüğü filan yazılmış. arkadaş tamam gelin anadolu insanının müslümanlığını sabahtan akşama eleştirelim. bizzat yaşayarak şahit olduğum yüzlerce saçmalığı ortaya dökeyim ben size ama sapla saman karışmasın. kaç tane kitap okumayı kötüleyen aile var acaba? kaç aile çocuğum okumasın diyor acaba?

    benim bir hocam var. en yakın arkadaşlarımdan da birisidir. dershaneler kapanmadan önce bir dershane açmıştı. her işini birlikte gördük adeta. sodes denen bir proje ile köylerden, fakir ailelerden çocuklar bedava dershane imkanı buluyordu bu projeyle. devlet destekli bu proje için köyleri gezme, insanları tanıma fırsatını normal hayatımdakinden çok daha fazla buldum. mesela bir köyde çiftçi bir baba önceki yıllarda kızını ilçedeki dershaneye gönderebilmek için senelik 4 bin lira harcadığını söylemişti. bu adam çiftçi. senede taş çatlasa 5-6 bin lira kazanıyor ve bunun 4 bin lira kadarı kızının masraflarına gitmiş. evindeki birkaç tane ineğin sütünden elde ettiği peynir, yoğurt gibi maddeleri pazarda satarak anca mutfak masrafını karşılıyor bu adam "kız" çocuğu okusun diye. yine felçli bir baba bulduk. eşi de hasta çalışamıyor. tek isteği kızı ve oğlu okusun. başka bir yerde baba şehit olmuş, çocukları üç kuruşluk devlet desteğini anca alıyorlar. annelerinin yine tek isteği cinsiyet ayırt etmeksizin "çocuklarım okusun". ilçe ve il merkezlerinde bu konularda konuştuğum kadınların çok büyük bir kısmı oğullarından çok kızlarını düşünüyor ve teşvik ediyor okumaya. çünkü ekonomik özgürlük demek, bu ülkenin belli yaş üstü kadınları için her şey demek.

    daha buraları uzatırdım ama gerçekten çok uzun bir entry olurdu. kötüden emsal olmaz diye bir laf vardır. olumsuz örnekler gösterip de lütfen aileler zorla okutuyor kızlarını, kitap okusun istemezler filan demeyin. kırsalda ne olduğunu, anadolu insanı ne noktaya evrildi az çok gözlemleme şansım oldu ve olmaya devam ediyor. "eğitim" meselesi artık bizde pek sorun değil bu anlamda geçmişe göre. eğitim içindeki spesifik sorunlara çözüm bulunmalı. doğu ve güneydoğu'daki eğitim ile ilgili yapısal sorunlar, eğitim müfredatı, din eğitiminin hakimiyet kurması vs. gibi konular temel öneme sahipken ve bunun hesabı devlete sorulmalıyken gidip de imam hatipliye laf atmak, aşağılamak çok basit duruyor. sebebi belli de aslında bazı şeylerin, dile gelmiyor gibi.

    not: imam-hatip lisesiyle veya ilahiyat fakültesiyle hiçbir bağım olmadı hayatımda. merak eden olursa diye yazdım.
    ae

mesaj gönder