1. kardeşim gibi gördüğüm arkadaşlarımla oturup sohbetlerimizde tanrı, din veyahut inanç kavramlarında da tartışırız. arkadaşlarımdan inanmayanı da var inananı da hatta bir çoğu inanır müslümanı da var hristiyanı da. muhabbet başladığında nasıl kardeş gibiysek kalktığımızda da aynı şekilde kardeşizdir hala. düşüncelerimiz ya da inançlarımız yüzünden birbirimizi kırmadık hiç. neden bunu düşünüyorsun ya da neden buna inanıyorsun gibi yargılamalarda bulunmadık çünkü. var olanın üzerinden eleştirdik, tartıştık hep. yalnız olayın bence şu kısmı önemli; hiç kimse inananların kutsalına saygı göstermek zorunda değil. ama senin o kutsala inanma özgürlüğüne saygı göstermek zorunda. çünkü burda inanç özgürlüğü kısmı devreye giriyor. lakin diğer tarafta öyle bir şey söz konusu değil çünkü senin için kutsal olan, başkası için bir anlam ifade etmiyor olabilir. benim kutsalıma saygı göstermek zorundasın diye yapılan her diktenin sonu otomatik sansüre gider. çünkü bir konu tartışılamıyorsa eğer sıkıntı, sorun vardır. bir olay sansürlendiği zaman nefret doğurur. doğan nefret zamanla büyür ve fırsatını bulduğunda hıncını almaya başlar. sonra diğer taraf can acıtır, sonra diğeri. kan davası gibi sürüp gider, bunun sonu olmaz. olayın güzel yanı inanlar ve inanmayanlar olarak bunları tartışabilmekte diye düşünüyorum.

    bir örnekle destekleyelim; mesela hindular için ineklerin kutsal bir tabu olmasını ele alalım. ama burada inekleri bayramda kesiyoruz. şimdi bu hindular gelip de bize "bunlar bizim kutsalımıza saygı göstermiyorlar üstüne de onları kesiyorlar" diye savaş açıp hepimizi kılıçtan geçirseler, sanıyorum hiç kimse tarafından hoş karşılanmayacak ve mantıksız bir hareket olarak değerlendirilip, olayın vahameti gözler önüne serilecektir. hindular illa da benim kutsalıma saygı göstereceksin diye tutturursa ve hatta bunu sağlamak için şiddete bile başvurursa olayın rengi herkes için değişir. çünkü inanmayan insan üstünde söz sahibi olduğunu düşünmeye başlar ve onu yönetme hakkını kendinde görür. ee hindu kutsal saydığı inek için sana hayatı dar ederse sende de haliyle bir tepki hali mevcudiyet bulur. sen sana yapılan zulmün o inek yüzünden olduğunu bildiğin halde nasıl saygı duyarsın? ya da zorla duydun diyelim bunun adı gerçekten saygı mı olur? bunun adı korku olur. saygı istenmez hak edilir. sen bir hindu olmadığın ya da kutsal bellenen şeyler aynı olmadığı için onun kutsalı saydığı ineğe saygı göstermek zorunda değilsin. lakin onu da kutsal saydığı şey yüzünden yargılayamazsın. onun ona inanma özgürlüğüne saygı duymak zorundasın.

    empati birçok şeyin ilacıdır aslında, sadece birbirimize ve birbirimizin düşüncelerine karşı biraz daha hoşgörülü olmalıyız. ve de eğer bir konu tartışılacaksa eğer o konu hakkında birden çok kitap okumalıyız. bu işler okumadan, sorgulamadan düzelmez.

    (bkz: tek kitaplı insandan korkarım - thomas aquinas)

    not: yazar burda hiçbir şahsı hedef göstererek yazmamıştır.
    hubot

mesaj gönder