• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.40)
interstellar - christopher nolan
teknik bilgisi ve becerisi yüksek olan cooper, geniş mısır tarlalarında çiftçilik yaparak geçinmektedir; amacı iki çocuğuna güvenli bir hayat sunmaktır. onlarla yaşayan büyükbaba donald çocuklara göz kulak olurken, henüz 10 yaşındaki kızı murph şaşırtıcı bir zekaya sahiptir. geçmişte bıraktığı biliminsanı kariyerini özleyen cooper'ın karşısına bir gün beklenmedik bir teklif çıkar ve ailesinin, dahası insanlığın güvenliği için zorlu bir karar alması gerekir...
bilimkurgunun yanı sıra dramatik öğeler de içeren filmin senaryosu fizikçi kip s. thorne'nun evrendeki 'solucan delikleri' teorisinden ilham alıyor.
  1. aklımda bin bir türlü soru işareti bırakan, bunun yanı sıra sahip olduğum bilgilerimi de süzgeçten geçirmemi sağlayan yıkıcı/yapıcı film. üniversite yıllarımda bisikletimi alır, astrofizik gözlemevine gidebilmek için tepeleri aşar ve oradaki fizik hocalarına benim anlayabileceğim dilden söz konusu mekanizmayı anlatmalarını rica etmek koşuluyla bir sürü sorular sorardım. sağ olsunlar, kendi öğrencileri dışında benim gibi böyle mevzulara ilgi duyan öğrencilere sahip çıkarlar ve gözlemevinde çeşitli görevler bile verirlerdi. tabii bunları yapıyorken gözlemevinin nimetlerinden de yararlanabiliyordum. mesela satürn'ün halkalarını teleskopla gördüğüm günün gecesinde düşünmekten uyuyamamıştım. rüyalarıma girmişti o halkalar. düşünmüştüm de, sakın teleskopun ucuna resim koymuş olmasınlar? sakın beni yiyor olmasınlar? diye. ben hayatımda hiç satürn'ü görebileceğimi düşünmüyordum çünkü. satürn'ü görebildiğimizi bile bilmiyordum. sayelerinde inanılmaz şeyler öğrendim burada. kafamda bin bir türlü şey canlandırdığım bu bilgilerimi adeta 2001: a space odyssey'le içselleştirmiştim. hayalimdeki kara delik, uzay seyahatlari, uzay mekiğinin için bu filmle birlikte büyük bir darbe yedi. kafamı bir türlü toparlayamıyorum açıkçası. filmle ilgili hiçbir problemim yok, çok büyük ihtimalle harikaydı ve zevkini çıkarmaya baktım lakin beceremedim. her on dakikada bir "nasıl ya?", "ama bu nasıl olabilir?", "ee bu çelişkiyi nasıl bağlayacaklar?" kafasında gidip geldim. filmin de kendimce içine sıçtım. maalesef hastalıklı bir şekilde takıntılı olduğum için filmden almam gereken hazzı alamayıp üstüne de çelişen bilgilerimle dellendim. filmin her yerinde "ama bu kadar basit değil ki" derken buldum kendimi ve hemen sonrasında "bu bi' film kendine gel" diyerek kendime de sitem ettim. filmin hollywoodvari sahnelerinde kendime geldim. çünkü bu bir filmdi ve gerçekleri yansıtmak zorunda değildi. en basitinden, beşinci boyuta geçebilmeyi sağlayacak bir teknoloji dünyada tarımın yapılabilmesini gayet tabii sağlayabilirdi ya da ne bileyim cooper'ı aşağı itelemek için tenhaya çekmeye ne gerek vardı. zaten her yer tenha beynine tükürdüğümünün kötü niyetli astronotu. almayacaksın abi. iş ahlakı olmayan adamı nasa'ya almayacaksın! su getirin çok sinirlendim şu an.

mesaj gönder