1. ben okul hayatımda güzel bir sınıf, zevkli bir okul binası,
    iç açıcı bir bahçe görmedim. kirden kararmış, dayanan
    dirseklerle cilalanmış eski sıralar; sıraların üstüne, geçen
    yılların süleymanları, necdetleri, aykutları, zaman geçtikçe öztürkçeleşen isimlerini, adlarını çakıyla kazımışlar. duvarlarda,
    her yeni müdürün yeni zevksizliğini gösteren renkli
    badanalar üstüste: son müdür behçet beyin sidik sarısı badanasının
    altında yer yer eski müdür muhterem beyin türbe
    yeşili ve merhum sami beyin çingene pembesi renkleri
    sırıtıyor. kara tahtanın karalığı, sözde kalmış. öğretmen
    kürsüsünün ön tahtasında, kadın öğretmenlerin bacaklarına,
    kalem düşürmek bahanesiyle bakabilmek için açılmış
    koca birdelik. perdesiz büyük pencereler, yaldız boyası dökülmüş
    bir soba, kirli ellerimizden leke olmasın diye tokmağının
    çevresi siyaha boyanmış kül rengi kapı ve hepsinin
    varlığını ve neden öyle var olduğunu açıklayan beylik cümle:
    bu fakir millet bu kadarını verebiliyor. diyerek tanımlamış oğuz atay tutunamayanlarda.

mesaj gönder