1. zamanında, sırf hayranlığımdan dolayı kendisinden hiç alakasız dersler aldığım odtü biyoloji bölümü hocasıdır. bahsedilen yıllar 2004-2005, şimdi emekli olmuş olabilir.

    aykut kence ismi ile tanışmam çocukluk yıllarıma, türkiye'nin güney ucunda denk gelip okuduğum bilim ve teknik dergilerine ve evreni sorgulamaya başladığım yıllara rastlar.

    televizyonumuzun tek kanalli olduğu, bilgisayarın ne olduğunu henüz bilmediğimiz o vakitlerde dünyanın gizemlerine açılan en mucizevi kapılardı bu tür kaynaklar. özellikle astronomi ve evrim teorisi konusuna merak salmış, bulduğum her yazıyı okumaktaydım. bunların arasında şehir kütüphanesinde bulduğum evrim aldatmacası benzeri dandik kitaplar da mevcuttu, nurcuların çarpık sızıntı dergisi de, cumhuriyet'in bilim-teknik eki de, tübitak'ın bilim ve teknik dergisi de. ne bulsam okuyordum yani.

    çok etkileyici bir kuram olsa da, muhafazakar ortamlarda büyüdüğümden olsa gerek, kafamda onlarca soru işareti oluşuyordu evrim hakkında... bir gün aykut kence adlı bir yazarın evrime yönelik, "inanılmaz tesadüf" eleştirilerini yerle bir eden "bilgisayar klavyesine rastgele basarak roman yazan maymun" örneğini okuduğumu hatırlıyorum... inanılmaz zekice bir açıklamaydı. en temel sorunları giderip her şeyi yerli yerine oturtuyordu. o günden sonra richard dawkins, stephen jay gould, kitapları da okudum elbet ama hep aykut kence ismi hafızama kazınmıştı.

    sonra tesadüfen hala odtü biyoloji bölümünde ders vermekte olduğunu öğrendim. baktım bıometrics diye bir ders veriyor. mühendislik okuyan biri olarak nerdeyse hiç işime yaramayacak olsa da bir-iki yazışma sonucu sadece yüksek lisans biyoloji öğrencilerine verilen bu derse kayıt yaptırmayı başardım.

    ilk derste 10-15dk geçmesine rağmen hoca ortalıkta görünmüyordu. yanımdakilere sordum, "gelir, merak etme" dediler. sonra geldi derse gerçekten... hiç huyum olmadığı halde ders sonu yanına gidip biraz sohbet ettim, beraber odasına kadar yürüdük. yukardaki hikayeden kendisine bahsetmedim, ama en ergen en heyecanlı hallerimden biriydi o günkü.

    şu an nerdedir bilmiyorum, muhtemelen bırakmıştır hocalığı, umarım arkasında o kayıtsız yüksek lisans öğrencilerinden daha iyi akademisyenler de bırakmıştır.

    not: ben bu yazıyı 2011 yılında eksi sözlükte, biraz daha ayrıntılı yazmıştım, daha çok öğrencilerinin saygısızlığından dem vurarak... aykut hoca bir şekilde okumuş ve bana çok içerlemişti... tam bir patavatsızlık örneği idi netekim... böyle de saçma yeteneklerim vardır.

mesaj gönder