1. çağımıza hakim liberal felsefe her bireyin tek tek bilinçli olduğuna ve toplumun müthiş bir sağduyuyla hareket ettiğine inanır. demokratik anlayış da bunun yansıması. ama çoğunluğun dediği her zaman doğru değildir. çoğunluk da her zaman sağduyulu ve bilinçli değildir.

    çoğunluğa sadece bayrağımız ne renk olsun, sokağımızın adı ne olsun diye sorabiliyoruz. ama örneğin imar kanununu halka sormuyoruz? o zaman belediyeleri neden seçiyoruz?

    ya da şu sorulabilir; kalp cerrahı ararken neden demokrasiyi değil uzmanlığı önplana çıkarıyoruz? mesela karizmasına boyuna posuna ümmet sevdasına değil de diploması ve başarılarına göre doktor arıyoruz. neden tüm toplumun hayatını yönlendirecek kişilerde uzmanlık aramıyoruz?

    ifade özgürlüğü, temsil edilme vb. gerekli şeyler mi? elbette gerekli. ama bence her şeyin bir uzmanlık ve bilinç sınırı var. ne konuda tercih yaptığını bilmeyen yığınlara tercih hakkı sunmak ve de sonucunda onları da mutlu edecek şekilde yandaşları uzman olmadıkları bir makamda uzman sıfatıyla tutmak sonucuna ulaştığında demokrasi kendi kendisini yok ediyor bir anda. sanırım tekbaşına demokrasi demokrasi olmuyor.

    neyse; yaşasın meritokrasi diyip kaçıyorum ben.

mesaj gönder