1. şu dar odanın katı yalnızlığında
    ve her şeyin çıplaklığında
    durup bir pencereyi deniyorum
    gizliliğin dışına çıkıyorum
    araçların
    insanların
    şehrin ve meydanların ve kalabalığın ve herşeyin
    içimde yalnız ve yapraksız
    bir kavak ağacı büyüyor -- çıplak ve göğe doğru --
    ama küskün ama yalnız ama yapraksız ve uzun
    bir ağlama duvarı bu.
    yatak ve yorganın kuru yalnızlığında
    ve aklın dar yalnızlığında
    şehrin ve herşeyin
    ve kalabalığın yorgunluğunda
    saçların ve parmakların
    ve gözlerin ve gecenin bu bulanık çağında
    ve aynaların sığ görünümünde
    bunalıyorum.

    susmanın kalesine sığınıyorum
    önümde karanlıktan duvarlar
    sırtımda insan yüklü bir gök var.
    erdem bayazıt- karanlık duvarlar iv-v

mesaj gönder