1. benim için derin düşüncelerle dolu geçen bir günden ibaret, yılın 45. günü.

    uzun zamandır 14 şubat benim için bir şey ifade etmiyor. 23 yaşındayım ve düşünüyorum da, 19 yaşımın sevgililer gününde yalnız değildim. güzel bir kız arkadaşım, güzel seyrinde bir ilişkim ve mutlu bir yaşantım vardı, kendi halinde... o yazı görmeden sonlandı ilişkim ve ben 2 sene kadar o ilişkinin enkazını toplamaya çalıştım. fiziksel ve mental açıdan tam bir dar boğazdan tam bir çöküntünün içinden geçiyordum. toparlanmam uzun zaman aldı, yaraları kapatmam birçok fırsatı geri çevirmemi gerektirdi, ilişki anlamında değil, hayatı kaçırdım ben o 2 yılda... yaşamadım belki de... şimdi dönüp bakınca geçmişe, salaklığın daniskasıymış diyebiliyorum ama o zamanlar bazı şeyleri öyle yaşamam gerekiyordu belki de...

    şimdi, geçmişe dönüp baktığımda, onun yüzünü, jest mimiklerini, sesini, sözlerini, sevgi dolu sözcüklerinden hiçbirini hatırlayamıyorum. insan unutuyor, bir zamanlar en sevdiğini bile... insan ilişkilerinde devamlılık esas, devamlılık yoksa, gözden ırak olan gönülden de hatırdan da ırak oluyor, unutuluyor... kim bilir şimdi ne yapıyor sorusunu da sormuyorum artık, merak da etmiyorum nerde, kimlerle, ne yapıyor diye... sadece, arada o tren garına gidiyorum, onunla vedalaştığımız o yere... çok fazla anlam atfetmek de istemiyorum, biliyorum ki sıradan bir istasyondan fazlası değil orası, ama işte bir zamanlar asla unutulmayacağını sandığım hatıraların gerçekleştiği mekanlardan biri... oktay abi var orda, çay içip n'olacak bu memleketin hali muhabbeti yapıyoruz geç saatlere kadar, o kadar. referandumda hayır çıkarsa sana bir viski açarım burda diyor, sağ olsun :)

    2015 ağustosunda bir kızla tanıştım. bi' sözlükten... ilk bir ay kadar tüm muhabbetimiz sözlük üzerinden oldu. hatta cinsiyeti ve yaşından başka adını şununu bununu dahi bilmiyordum. ama aramızda öyle bir çekim oldu ki... o senenin kurban bayramı arefesinde, bayram sabahına kadar skype'ta konuştuk, ilk kez... sesini duydum ilk kez, ilk kez gördüm ve uzun zaman sonra yine aşık oldum, ilk kez... 3 ay kadar sorunsuz gitti ilişkimiz, ilişki derken, hiçbir zaman sevgili olmadık ama aramızdaki "şey"den ilişki diye bahsediyorum.

    gel zaman git zaman gitgide sevdik birbirimizi. veya ben öyle sandım onun hislerini de... ama ben hayatımda en çok onu sevdim... bir tek ona açtım en mahrem sırlarımı, tüm benliğimle tek onla paylaştıklarım oldu benim... beni en iyi o tanıdı ve tanıdığım en ben insandı o... hala öyle...

    ama bi' şekilde olamadık... farklı şehirler, farklı kişiler girdi aramıza ve o aranan kan bir türlü bulunamadı ne yazık ki... şimdi, onun bi' sevgilisi var ve o ben değilim... oturdum, düşündüm bugün, acaba onla olsam şimdi nerelerde, neler yapıyor olurduk diye... olmadı maalesef... olduracak gücüm, hevesim de gitgide azalıyor, gücümü kaybediyorum sanırım... birçok seneyi, onun hayalini besleyerek içimde, heba ettim ve etmeye de devam edeceğim belki, bilmiyorum ama... üstelik önceki ilişkime dönüp bakınca yaptıklarımdan ötürü ne salakmışım dediğim şeylere benzer durumlarda olmama rağmen, vazgeçemiyorum bir zamanlar hayallerimi süsleyen o naif kızdan... vazgeçemiyorum. hayal kurmadan edemiyorum ve her ne olursa olsun sadece o'nu istiyorum... sanki tüm bu yorgunluğumun üstüne bir fincan orta türk kahvesi gibi yetişecekmiş de uygun anı bekliyormuş gibi hissediyorum, bir gün... bir gün...

    "bir gün mutlaka..."

mesaj gönder