• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
manchester by the sea - kenneth lonergan
lee chandler, sıhhi tesisat, elektrik, kapıcılık gibi sıradan işler yaparak, tek göz bir evde yalnız başına yaşayan bir adamdır. doğup büyüdüğü ama uzun zamandır uğramadığı kentten bir gün acil bir telefon alır. kalp hastası abisi hastaneye kaldırılmıştır ve durum ciddidir. lee kafasında endişeler ve soru işaretleri ile yola koyulur ama hastanede onu bekleyen haber hiç de iç açıcı değildir. (beyazperde)
  1. yarın sahibini bulacak 89. oscar en iyi film ödülüne "la la land" ile beraber en yakın olan film. casey affleck'in biz yedi düvel kamera karşısındaydık dercesine kotardığı oyunculuğu, minik ama dehşet tesirli dramatik anları; hikayedeki boşlukları dolduran, dozunda flashbackleriyle evrendeki 136 dakikamı anlamlandıran bir film oldu "yaşamın kıyısında".

    birkaç sahneye ve kurguya dair:

    !---- spoiler ----!

    sevgili patrick, babanın öldüğü günün akşamında sevişmek bizim gelenek, görenek, örf ve ananelerimize hiç mi hiç sığmadı bilesin. yönetmen muhtemelen telefonu elinden düşürmeyen çocuğuna karşı tüm hışmını patrick karakteri üstünden boşalttı. o telefon, o çocuğun elinden hiç düşmedi. bunda hayli sosyal ve aktif bir öğrenci olmasının da payı olsa gerek.

    lee'nin karakolda ifadesini verdikten sonra bir memurun silahını kapıp intihar etmeye çalıştığı sahnede az daha koyveriyordum. öylesi bir buz adamdan ancak böylesi bir tepki beklenebilirdi senaryo içinde.

    randi'nin ikinci evliliğinden olan çocuğuyla beraberken lee ile rastlaşıp konuştuğu sahneye gelelim. orada randi, lee'nin bilmediği şeyler olduğunu söyleyip defalarca özür diledi. bu sahnede acaba çocuklarının ölümünde kadının bir kusuru vardı da itiraf etmeye mi çalışıyor diye sinyaller aldı beynim.

    !---- spoiler ----!

mesaj gönder