• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
manchester by the sea - kenneth lonergan
lee chandler, sıhhi tesisat, elektrik, kapıcılık gibi sıradan işler yaparak, tek göz bir evde yalnız başına yaşayan bir adamdır. doğup büyüdüğü ama uzun zamandır uğramadığı kentten bir gün acil bir telefon alır. kalp hastası abisi hastaneye kaldırılmıştır ve durum ciddidir. lee kafasında endişeler ve soru işaretleri ile yola koyulur ama hastanede onu bekleyen haber hiç de iç açıcı değildir. (beyazperde)
  1. itiraf etmem gerekir ki affleck biraderleri yıllar boyu oyunculuk konusunda itici buldum. ancak son yıllarda önce ben affleck şimdi casey affleck beni utandırmak için resmen bir savaş içerisindeler.

    bu yıl sadece osacar adayları arasında değil yıl içerisinde de izlediğim en samimi, en sade, en etkileyici dramalardan birisi.

    filmin hem yönetmen hem de senaryo koltuğunda olan kenneth lonergan birden fazla duygu durumunu yaşamak zorunda kalınan anları ve bu anları yaşayan karakterin ruh hallerini gayet içten ve sade bir şekilde gözümüzün önüne seriyor.

    hikayenin ana teması “affetmek" ancak burada salt bir affetme durumundan bahsetmek yanıltıcı olur. burada sadece kişiye acı veren, ona hüzün duygusunu yaratan olaylar karşısında başkasını değil de kendisini affetme durumu göze çarpıyor. bir başkasının verdiği acıya dayalı kendi acısıyla başa çıkma söz konusudur. bir yığın paradoksal yan da var elbette. kendinin suçlama, affedememe ile suçlanma korkusu, kendini anlatamama hali iç içe girmiş.

    casey affleck, hayatı boyunca sayısız dayanılması güç olan şeyleri atlatmış, yalnızlığı seven, oldukça depresif bir karakteri canlandırmaktadır. bu açıdan da filmi belki de dertli, tasalı bir kişinin böyle derinlemesine ele alan merak uyandıran bir film olma özelliğini taşımaktadır. casey affleck, manchester by the sea için biçilmiş bir kaftan gibi; onun oynadığı karakter o kadar sessiz, o kadar içe kapanık ki filmde baştan soma o gizemli havanın korunmasını sağlayan önemli bir karakter. sinemada bu tip karakterlerin oynanması genellikle zordur. zira hareketli, içi eylemle dolu bir karakteri canlandırmak olağandışı bir şekilde hareketsiz bir karaktere can vermekten daha kolaydır. filmin ilerleyen dakikalarında bu karakterin durağan, gizemli yanını çözmeyi başarıyoruz. karakterin hayat hikayesine kulaç attıkça onun durağan, gizemli yanı, kendisini durağan dışı olana teslim ediyor. benim gözümde casey affleck gerçekten muhteşem bir oyunculuk sergileşmiştir bu filmde.

    filmde birçok karakteri flashback’ler üzerinden tanıma fırsatı buluyoruz. michelle williams, casey affleck'in canlandırdığı lee karakterinin depresifliğini taşımayı başarabilen sağlam oyuncu tercihi olmuştur.

    bu arada ufak bir detay;

    film aslında matt damon tarafından yönetilecekti fakat programındaki karışıklık nedeniyle damon hala yapımcı ve başrol oyuncusu iken lonergan yönetmenlik koltuğuna geçti. daha sonrasında ise başrole casey affleck alındı. iyi ki alınmış:)

mesaj gönder