1. hem laiklerin hem şeriatçıların ortak korkusu. siyasetin kirliliği olağan hal aldı. ahlaklı siyaset yapmaya çalışan kaybeder. iki taraf da kendi ideolojilerindekilere bu korkuyu pompalıyor. karşı tarafı eleştirirken, "bölünmeye sebebiyet verecek olmak" ya da direk "bölücülükle" suçluyorlar birbirlerini. toplumun tümüne eşit durması beklenenler bile "hayırcılar teröristtir" diyebiliyor çok rahat. seçenek ikiye inince (evet-hayır) kutuplaşma daha da belirgin oldu. küçük bi sağ parti, bir taraf olması istendiğinde diktanın yanına yamandı hemen. ne anlatıyor bu adam diyeceksiniz? birader biz bölük değil miyiz? bağımsız kürdistan kurulur hezeyanıyla saçları diken olanlar laik- antilaik bölünmesine neden sessiz kaldı? bırakın birlikte gelecek planlamayı iki dakika aynı otobüste bile bulunamayan bu insanlar sizce hangi ortak paydada eşitlenecek? şimdi sizce bu ülke yekpare mi pare pare mi? "şöyle olursa bölünürüz böyle olursa parçalanırız" diye diye nefes alacak hava bırakmadınız. ne olacaksa olsun. birlikte yaşamak isteyenler birlikte yaşasın o zaman. kaldı ki ben etrafımda atatürke "kefere" diyen fahişe analılara katlanmak zorunda kalmayayım. köpek soyları, kadınlar günü temalı filli boya reklamına bile dayanamadılar düşünün. nesi vardı o reklamın? bir yerde "biz atatürk çocuğuyuz" lafı geçti ya, o zoruna gitti yobaz çocuğunun. daha ne bölünmesi beyim? kimin parçalanması?

mesaj gönder