1. aynı evin içinde olmamıza rağmen çok az görüşebiliyoruz. geçen hafta sonu kampa gitmiştim de döndüğümde hasta buldum.bugün biraz daha iyi gibiydi. atm'den para çekeceğiz bahanesiyle çıktık evden sonra oturduk çay içtik. önce üniversite muhabbeti. ama o benden değil kardeşimden endişeli. daha liseye başlamadı çok erken diyorum. ama o, seveceği mesleği seçebilecek mi diye endişeleniyormuş şimdiden.
    bana sen kendini kurtardın dedi ya bir gururlanmadım değil.
    bireysel emeklilikten konuştuk. arabayı yeniliyor muyuz dedim. bir sekiz yıl daha kurtarsa yeter dedi. seviyorum ben arabamızı baba. eskiyormuş.
    şu birikmiş parayla annene de bir ev alırız dedi. geri kalanı da senin ve kardeşinin düğünü için. şaşalı düğün isteyen kardeşim dedim bana düz nikah olsun. nişan mı? kuru pasta limonata yaparız dedim, güldü.
    eş seçimi konusunda yine kardeşimi düşünüyor. anneme düşkündür o, annem halleder o işleri dedim. bakalım dedi. e peki ben? güldü. senin aklın başında dedi. ben evlenmeyeceğim dedim, baba hep sizle yaşayacağım. daha çok güldü.
    nasip kısmet derken annemle tanışmasından bahsetti tekrar. peki memnun musun dedim yine evlenir miydin? ooo dedi. annen kadar iyisi bulunur mu? sonra yutkundu. ama beni tek rahatsız eden, ben iyi bir eş olamadım, annen... dedi çok fedakarlık yaptı. diyecek bir şey bulamadım olsun hala geç değil dedim. o da yaş geçti artık dedi. yutkundu.
    en sevdiği portakaldan 3 kilo aldı, ben de kivi aldım. çürümesin ha dedi. ohoo bunlar anca bana yeter dedim.
    eve dönerken uzun zamandır muhabbet etmediğim babamın elini tuttum. aynı küçükken onun öğretmen olduğu benim öğrenci olduğum mahalle okulumuza giderkenki gibi. yaşlandığını fark ettim babamın. babaların yaşlanması çok koyuyormuş. ama sonra yanımda işte dedim. umarım uzun yıllar daha yanımda olursun baba...

    tanım: baba işte. baba...

mesaj gönder