1. öncelikle ekseni doğru belirlemek gerekir bu meselede. nitekim kadın-erkek eşitsizliği meselesi instagram paylaşımları veya metropol ilişkilerine indirgenecek bir mesele değildir. en geniş çerçevesiyle toplumsal bir yeniden-üretim meselesidir.

    yeniden-üretimden kasıt, olumlu geribildirim (positive feedback) gibi bir şey. yani günümüzde devam eden bir sürecin gelecekte kadın-erkek eşitsizliğinin devamına neden olması.

    misal kadının evin tertip ve düzeninden sorumlu olduğu intibası (kim hem kadında hem erkekte var bu) ve doğan çocukların da buna uygun şekilde yetiştirilmesi: kız çocuklarına bebek, beşik, mutfak seti vs almak; erkek çocuklar için bundan kaçınmak.

    bu intibanın sonucu olarak özellikle gelir seviyesi düştükçe kız çocuklarının eğitimlerinin eksik bırakılması.

    yine netice olarak kadınların ekonomik yaşamda niteliksiz işlere daha çok kanalize olması.

    yine bu intibanın dolaylı bir sonucu olarak, aynı eğitim seviyesindeki bir erkeğe göre kadının aynı işte daha düşük ücret alması: çalışıp para kazanmak kadının asli işlevi olarak görülmediğinden, çocuk doğurduğu zaman işi bırakıp gideceğine ilişkin şüpheden ve bu toplumsal algılayışın kadının kendisini bile etkilemesinden ve kadının iş yaşamına konsantrasyonun erkeğe nazaran daha düşük olmasından.

    örnekler çoğaltılabilir ancak kadının biri instagram'da fit erkek resmi paylaştı diye kadın erkek eşitsizliği kaybolmuyor. bu çok daha derin, yapısal, katmanlı bir sorun.

    bunun geri üretiminde erkekler kadar kadınlar da suçlu ancak şu nokta çok önemli, en büyük suçlu, bugünden yarına değiştirilmesi mümkün olmayan toplumsal yapı/düzen. yani kadınlar kadar erkekler de masum neticede.

    hiç oyuncak bebek almadan kızınızı büyütebilir misiniz, ya da çocukluğunuzda hiç oyuncak bebeğiniz olmasaydı nasıl hissederdiniz, bir sorun kendinize.

mesaj gönder