1. beklentilerle gerçekler kıyaslandığında ortaya çıkan hoşnutsuz şeyler için sözyleyecek olduğumuz bir şeyler, yakıştıracağımız sıfatlar, benzeteceğimiz başka "beğenmediklerimiz" olması gayet normal.

    ancak fark ettiyseniz, bir şeyin "olmaması" değil şikayetlerimiz. başka şeylerin "olması".
    çünkü "yeterince kitap yorumu yok" ,"jaliteli film yorumu yok" , "kültür--sanat başlıkları az ve kalitesiz" diye şikayet etmeye başlarsak "neden elini taşın altına koymuyorsun?" derler adama.

    arama kutusuna yazdın "içimizdeki şeytan - sabahattin ali" ve hiçbir şey çıkmadı diyelim.
    yapacak olduğun şey basit; okuduysan kendi yorumunu koyacaksın, okumadıysan başlığını açıp kitap hakkında yorumu, söyleyecekleri olanları davet edeceksin.

    diyelim ki sen, bu siteye kalite anlamında çok şey kattın, kaliteli bir kullanıcısın. eyvallah, sağ ol da herkesten senin kadar kaliteli olmasını bekleyemezsin ki?

    neymiş efendim bi laf duymuşlar "sol frame". sol frame nedir yahu? lets talk english and name it as "left frame".
    neymiş efendim sol sütun çok kalitesizmiş. kaliteli başlıkları sen diz oraya kardiş? beğenmediğin kalitesiz başlığa tıklama?

    ekşi gibi çok hareketli olsun istiyorsun ama youreads gibi kaliteli olsun istiyorsun.
    hiç mi duymadın "nerde çokluk, orda bokluk" lafını?


    arkadaşlar, kendinize gelin. elinizden gelen bir şey varsa yapın, yoksa bu haliyle kabul edin. nedir yani?
    ha, gönül ister ki her tıkladığımız başlıkta bilgi dağarcığımız büyüsün, ufkumuz açılsın. ama olmayınca da olmuyor.

    ekşi'ye de bok atmayı bırakın. türünün ilk örneği, hâlâ kalite anlamında çok nadide başlıklar, konular, yorumlar var. ama "nerde çokluk orda bokluk" yasasının getirdiği üzere kalitede düşüş mutlaka olacaktır.

    artık kime, niye kızdıysam...

    *buraya bir adet içinde "ekşi" geçen kelime şakası gelecek.

mesaj gönder