1. tüm bu boktan ülkenin, boktan siyasetinin eylem yaparak değiştirileceğini sanıyorsanız, gerizekalılık sertifikanızı bizzat imzalamak isterim.
    yakın zamanda tarık akan'ın " anne kafamda bit var" kitabını okudum . almanya'da emperyalizm karşıtı bir konuşma yaptığı için tutuklanıyor." ulan atatürk de emperyalizme karşı savaştı. ne biçim askersin, ne biçim polissin, ne biçim hakimsin, okumadın mı atatürk'ün de emperyalizm karşıtı olduğunu hıyar!" diyemiyor tabi atıyorlar içeri. o da kitaabını yazmış: 3 metrekarelik hücreye 43 kişiyle, epeyce bit ve pireyi sıkıştırıyorlar. yatacak yer yok. hani o ülkenin umudu olan, aydın gençlerin gözlerini bağlayıp sırayla işkenceye alıyorlar, cinsel organlarından elektrik veriyorlar, kızları gece "sorguya " diyerek, tecavüze götürüyorlar... bi tane kızın polisten kaçarken bacakları kırılmış, aylarca kırıklarıyla oynayarak işkence ediyorlar, yaptıkları işkenceyi de diğer mahkumlara izletiyorlar. en iyi ihtimal o kızın sakat kalması ki bence tedavi edilmeyen kırıklar yüzünden, acı içinde öldü...

    neyse peki bu işkenceyi yapan kimler ? gayet normal bir memur görünen, 6 çocuk babası, muhtemelen akşam aile dostlarıyla çayını içen polisler, askerler... kitap boyunca sık sık polislerin cezaevinden bit kaptıklarını ve bu yüzden karılarıyla kavga ettikleri için şikayetçi olduğunu okudum ama bir kere bile vicdan muhakemesi yaptıklarını okumadım...

    1980'den bu yana bir şey değişmiş mi ? kesinlikle hayır. üniversiteli gençleri gözünden hedef alan, döve döve öldüren, hamile bir genç kızı karnından tekmeleyen kişiler bizim bu günkü polisimiz. akşam eve yoğurt alıp gidiyorlar belki...

    bu adamlar eylemle, tatlı tatlı konuşmayla değiştirilebilir mi? muhakeme yapma becerileri yok, fikirleri yok, hiçbir şeyleri yok. ottan veya herhangi bir kütükten onları ayıran tek şey aktif hareket etme becerileri. işte bu yüzden baştaki insanlardan gelen direktifleri aynen uyguluyorlar. yani yapılabilecek en etkili şey onları yöneten kişi konumuna gelmek. gerekirse dincilerin, cemaatçilerin yaptığı gibi sinsi sinsi devletin içine sızmak.

    bunu da ülküsüne hakaret olarak gören, devrim birden yapılır, kökünden kazırsın falan diyen saflar varsa en basitinden ekim devrimini göznün önüne getirsin. çarı deviren, çarın en yakınındaki adamlarıydı. bolşevikler ordunun yarısını ele geçirdikleri, devletin her yerine sızdıkları için devrim etkili oldu. yoksa karnı aç, güçsüz ve silahsız halk sokaklara dökülerek, iş bırakarak yıkabilir miydi koca devleti?
    atatürk bile vatan ve hürriyet cemiyetini, meşrutiyetin ilanını hızlandırmak için, devletin içinde güçlü bir konuma sahip olan ittihat ve terakkecilerle birleştirdi. samsuna çıkarken müfettişlik rütbesi vardı, devletin içindeki güçlü adamları, komutanları yanına çektikten sonra halkı sokaklara çağırdı...

    kısacası eylem yapmayan gençleri rahatlıkla anlayabiliyorum, zaten devir de bedenle savaşılacak devir değil. tabi bu inek gibi yatmak anlamına gelmiyor, sadece yöntemi değiştirmek gerek. zihninizin gücünü elden bırakmayın, fikir yürütmekten vazgeçmeyin . başa geçen kişi olun. başa geçtiği için, egosu yüzünden çıldırmayan kişi olun.

mesaj gönder