1. ''Bizim aile'' filminin çekimlerindeydik, Halit Akçatepe ile Münir Özkul ,aralarında konuşup gülüşüyorlardı.Tarık Akan da, oturmuş bir köşeye dalıp dalıp gidiyordu.Yanına gittim, çok samimi değildik, çorba içme saatiydi, çorba içtik. Hayırdır dedim, zor da olsa anlatmaya başladı ;
    " Mühendislik fakültesindeyken,okula yakın bir yerde bir matbaacı arkadaşım vardı.Cebinden kitaplar basar,insanlar okusun diye uğraşırdı.Bugün gelirken ona rastladım. İşleri bozulmuş, kapatmak zorunda kalacakmış dükkanı.." dedi.
    Çekimler iyi gidiyordu,ve Münir' in yanına gittim.Durumu anlattım.Yevmiye usulü çalışıyorduk,ne yapacağımızı da çok bilemediğimizden, bekledik.Belki elimizden birşey gelirdi.
    Münir, bunu epey dert edindi.Hani o can alıcı sahne var ya,Münir'in o güzel tiradı.
    Hani Saim Bey' in kapısından içeri girer, ' sen değil,ben büyüğüm ben..' diye noktalar..
    İşte o sahnede,herkesin eli ayağı buz kesti.Yarım saat bir sessizlik oldu.
    Gün bitti, yevmiyeler dağıtıldı.
    O gün ne olduysa,hepimiz 3' er yevmiye aldık.
    Münir 10 yevmiye almıştı.
    Herkes aldıklarını bir araya getirdi,topladık, Tarık Akan' a uzattık. Kabul etmedi. Zorla kabul ettirdik.Beraber gidip matbaadaki işler düzelene kadar,her gün biraz daha destek olduk..
    Ve bugün,Tarık' ın vesilesi ile o matbaa hâlen çalışıyor. Ve geçtiğimiz gün, 20 bin adet kitap basıp, tüm ülkedeki okul kütüphanelerine yolladı.
    Kitap mı ?
    " Nutuk.. "
    Adile Naşit
    21.06.1985
    Can Aslan ile söyleşisinden.

    ayrıca kendisinin şöyle bir röportajı daha vardır ki çok içten.
    http://www.hurriyet.com.tr/kimsenin-bilmedigi-yonleriyle-adile-nasit-roportaj-40004154

mesaj gönder