1. kemalizm, ülkenin toprağı, doğal kaynakları, vatandaşları vs üzerinde hak iddia eden, bunlara ilişkin sahiplenme duygusu taşıyan bir elit zümreyi varsayar. bu elit zümrenin dışa vurduğu sahiplenme, zorunlu olarak çıkarcı bir yönelim göstermez; aksine, idealist denilebilecek fedakar bir coşku ile tezahür etmesi hiç nadir değildir.

    kimdir bu elitler? orduda görevli subaylar, yüksek yargı mensupları, bakanlık bürokratları, üniversite hocaları vb'dir. bu çevrelerde yer alan idealistlerin, çocuklarını gelecekte yine bu elit kastın mensubu olacak şekilde yetiştirmeye çalışmaları sık karşılaşılan bir durum idi. bu da yine sahiplenme tezahürünün bir sonucudur; aynı bir sultan veya kral'ın sahip olduğu egemenliği çocuğuna devretme arzusu taşıdığı gibi.

    demokrasi kendi başına yakın vade teveccühü yaratır. bu şu demek: bir mülk sahibine kıyasla bir kiracının mülke daha özensiz davranması ve yakın vadede elde edeceği faydaya odaklanması gibi, demokratik bir sistemde 4-5 yılda bir seçimle değişen siyasetçiler de kendilerini mülk sahibi görmedikleri için yakın vadeye odaklanırlar ve maksimum faydayı elde etmeye çalışırlar. bu da ülkenin sermaye stokunu eritecek bir sonuç doğurur. halbuki bir kral veya sultanın bakış açısı uzun dönemlidir. ülkenin bütünü için sahip oldukları ve çocuklarına devredecekleri mülkiyet ehliyeti, ülkenin refahının uzun dönemli devamlılığına odaklanır.

    gelişmiş ülkelerde, seçilmiş siyasetçilerin yakın vade teveccühlerine set çeken, kısa vade talanı engelleyip uzun vadeli çıkarları koruyanlar, demokratik ve bağımsız kurumlardır. türkiye gibi demokratik kurumları gelişmemiş, demokratik refleksleri oluşmamış toplumlarda serbest seçimlerle iktidara gelen yöneticiler ise, talan ekonomisine yol açarlar.

    kemalizm, yukarıda bahsettiğim elit zümrenin duygu dünyasında bir mülkiyet intibası yaratarak bu talan tehlikesini aşmaya çalışmıştır. bu zümre, bir hükümdarın taşıdığı sahip olma intibası ile sermaye stokunun uzun vadeli gelişimine odaklanmıştır. enteresan tarihsel bir dönemeç, 1950 yılındaki seçimlerle demokrasiye geçiş deneyimiyle yaşanmıştır. demokratik kurumların gelişmediği türkiye'de iktidara gelen demokrat parti, bir kaç sene içerisinde talan ekonomisine yol açmıştır. bu sürecin sonunda kemalist elit zümre 1960 darbesiyle iktidarı tekrar tekeline almıştır. bu açıdan bakınca 1961 anayasasının demokratik kurum ve refleksleri görülmedik ölçüde geliştirmeyi teşvik edici bir metin olması hiç şaşırtıcı değildir. ancak kemalist elit, bu demokratikleşme sürecinden çabucak geri adım atmış, 1971 ve 80 müdahaleleri ile kendi konumlarını rejimin içine kalıcı olarak monte etmeye çalışmıştır. bu geri adımın nedeni, iktidarı paylaşmama refleksi ve gelişmekte olan kapitalist sınıfın kazançlarına ortakçı olma olanaklarının artmasıdır.

    ne var ki kemalizmde elit zümrenin meşruiyet sorunu vardır. bir sultanın aksine meşruiyet babadan oğula geçen doğal bir hak olarak tanımlanamaz; veya tanrı/allah/her neyse tarafından da bahşedilmemiştir. bu sebeple bu meşruiyet hep sorgulanır ve sorgulanmıştır da. özellikle 90'lardan itibaren vesayet rejimi suçlamasıyla kemalist ideolojiden arta kalanlara saldırılmış, bu da ideolojinin nihai yıkımını getirmiştir.

    kemalizmin sorunu bir vizyon sorunudur. enteresan şekilde kemalizm, iddia ettiği meşruiyetin zaman içerisinde sorgulanacağını öngörememiştir. ya da öngörmüştür ama bunu defetmenin yolunu zor kullanmada bulmuştur: misal, gençliğe hitabede memleketin içte ve dışta ortaya çıkacak düşmanlarına karşı yapılması öğütlenen tarifname.

    dolayısıyla kemalizmin meşruiyeti, benzetme kabaysa affedin, kendini hükümdar ilan eden, eski sultanın kayınçosunun meşruiyeti kadardır . şu anda yaşadığımız şey, kemalizmin inşa ettiği vesayet rejimini işgal eden ve halk nezdinde (seçilmiş cumhurbaşkanlığı gibi göstergelerle) meşruluğunun kemalist meşruiyete yeğ olduğunu ispat etmeye çalışan birilerinin rejim değişikliği denemesidir.

    dolayısıyla kardeşlerim, olur da bu referandumdan sağ çıkarsak, yapılması gereken, demokratik kurumların, demokratik reflekslerin ve bizzat demokrasinin geliştirilmesine odaklanmaktır. çabayı buralara harcamaktır. bu referandumdan sağ çıkarsak, lütfen kemal'i artık unutun. referanslarınızı geçmişten değil, gelecekten alın.

mesaj gönder