1. insanların annem beni seviyor, babam da başımızda duruyor deme biçimidir. endişelerinin açığa vurulması, kendine bu sevgi ağında ve güvende olduğunu hatırlatma biçimidir. birine yöneltildiğinde de benzer korkuları herkesin yaşıyor olmasından kaynaklı "annen seni sevmiyor" vurgusu ile can acıtma ve üstünlük kurma yöntemidir.

    kendi söylemimle her kadın bir doğurganlık çemberidir diyorum. kadının misyonu bu çembere kocasından başkasını sokmamaktır. çemberden çıkması gibi bir durum matematiksel olarak mümkün değil çünkü kendisi çember. bunu toplum baskı tehdit gibi unsurlarla sağlamaya çalışır. erkeğin misyonu işe çemberde kalmaktır. toplum bunu erkeğe namus kavramı ile baskılar. erkek namusunu koruma derdine düşer. yubarlanır giderler. böyle insan soyunun devamını sağlayan bebeler güvenli şekilde topluma karışır, döngüyü devam ettirir.

    küfür eden kişi karşısındakine annesinin doğurganlık çemberine gireceğini iddia eder. annesinin buna izin vereceğini babasının engel olmayacağını ya da olamayacağını ifade etmeye çalışır. varoluşunun temelinin sarsıntı içinde olduğunu söyleyerek zaten endişe duyan kişinin canını acıtır.

    birine yöneltmeden küfür etmek yine güvenli bölgede olduğunu kendine hatırlatmasıdır. arkam sağlam annem beni seviyor babam da bi yere gitmiyor sikerim sokarım özgüven tazeleme, psikolojik rahatlama işlemidir.

    kadınlar o kadar da küfüre ihtiyaç duymaz çünkü kendisi durağan ve doğurgan olandır. tehdit etmeye ihtiyacı olmadığı gibi doğurganlık çemberinden dışlanması, çemberin dağılması içeri yabancıların girmesi gibi endişeleri erkeğe göre daha düşük seviyededir. kadınların ve solakların sniper'lık işinde iyi olduklarını duymuştum. bir de solak kadın olsa göz bebeğinden vurur adamı.

    bir bakıma bana sempatik geliyor. kocaman kocaman adamlar böyle anne sevgisinden babasını kaybetmekten endişe duyuyor. bir şey olmaz yahu kaç yaşına gelmiş kadın hovardalık yapacak değil. adam da nere gitsin oturup durcak işte karısının dizinin dibinde. kim napsın senin babanı.

    eril dil kıllanılıyor tribi de aslında eril dildir. çünkü dişil bir dille enerjik aksiyom olmaz. dişilik doğurganlıktır, doğurganlık da durağanlıktır. maddenin oluşumunda bile eril enerji dişil boşluk kavramları yakışık alıyor. koşarken çocuk doğuramazsın, bi durup yatman uzanman "durman" gerekir. eril dil enerjiktir girer çıkar uçar kaçar ve dişil boşlukta ancak sabitlenir. dolayısıyla varoluşsal kaygının dili eril olmalıdır. insan kendisine küfürler aracılığı ile kendi varoluşunun boşluk ve enerjinin uyumu neticesinde süregelip gelmediğini sorgulamaya çalışıyor.
    abi

mesaj gönder