1. ekonomi ve yoga

    ekonomi; üretim, ticaret, dağıtım ve tüketim, ithalat ve ihracattan oluşan insan etkinliğidir. insanın ihtiyaçlarını karşılamada yapılan her türlü faaliyeti içerir.ekonomi belli bir bölge içindeki ekonomik sistemden oluşur. bu sistem o bölgedeki işgücünü, sermayeyi, doğal kaynakları; üretim, ticaret ile dağıtımda rol alan ekonomik kuruluşları ve o bölgedeki mal ile hizmetlerin tüketimini içerir.‘tüketim’ deyimi, insanın ihtiyaçlarını tatmin etmek için ,’mal ve hizmet kullanıp harcaması olarak tanımlanır.
    dünyadaki yeni koşulların ifşası insanoğlunu hazırlıksız yakalamıştır. sosyal ve ekonomik sistemlerle ilişkilerimizi, ihtiyaçlarımızı gidermek için doğamıza göre inşa ettik. ancak birden hayatımızı huzurlu ve rahat yaşamak ve idare etmekte yetersiz olduğu ortaya çıktı. sanki hayatın tüm sistemlerinde sıkılaşan bağlantılar bize de aramızdaki yaklaşımı değiştirmekten başka bir seçenek bırakmamakta. insanlar arasındaki bağımlılık, şirketler ve ülkeler, agresif rekabetle kişisel çıkar ve kontrollerini azamiye çıkarmak istedikçe, birilerinin hasar görmemesi ve dolayısıyla da hepimizin zarar görmeden yaşaması mümkün değildir.global sistemdeki mevcut parçaların bağımlılığı ile toplumdaki sosyal ve ekonomik ayırım uçurumu son derece keskin. egoist bu yapı artık tüm etkisini kaybetmiştir ve bu şekilde kullanmaya devam etmek mümkün değildir. bu kriz inşa ettiğimiz ilişkilerin sonucudur. kriz beraberinde bir fırsat da sunmaktadır. doğamızı ve aramızdaki ilişkilerin yapısını inceleyerek global hayatın gerekliliği olan karşılıklı düşünceye doğru ilerleyerek ilişkilerimizde bir değişim yapabiliriz. bu değişimi en doğru ve en içten bir felsefe hatta yaşam tarzı olan yoga ile yakalamak mümkün. buna ilk önce mikroda başlayacağız ve daha sonra diğer aynalarımız olan tüm canlılara bulaştıracağız. yoganın getireceği ahenk ve uyum, dengeli, istikrarlı ve iyimser bir ekonomi inşa edecektir.
    tüm dünya yoga yapsa nasıl güzel bir dünyada yaşardık değil mi ? yoga bütünleşmek demek birlik demek önce kendi içinde bir olduğunu anlamak sonra tüm evrenin bir yapboz ve seninde o yapbozda sadece bir parça olduğunu anlatır sana .
    birçok uzman finans sistemini inceleyelim ve düzeltelim diyor. ancak anlamamız gereken şey dünyanın tümüyle değiştiği; tümüyle integral oldu ve bu yüzden mevcut sosyal ve ekonomik sistemler hayatımızı devam ettirmemizi mümkün kılmıyor. mevcut sistemdeki herşeyi egoist doğamızla inşa ettik. yoga bize ahamkarı yani içindeki egoyu öğretir, egonu ehlileştirebilmeyi öğretir. der ki sana ey insan ! egon hayatta kalabilecek kadar var olmalı kendini başkalarından üstün görecek kadar değil. burada ekonomi gelirse aklımıza anlarızki tüm devletler diğerinden güçlü ekonomiye sahip olmak ister , ego tıpkı insanın birbirinden para ile üstün olacağını sanması gibi özümüzü unutturur ve sadece hırs sarar içimizi. tükettikçe daha çok büyüdüğümüzü toplum tarafından daha çok kabul gördüğümüzü sanar ve egomuza yenik düşeriz. gün be gün kendimize , geleceğimize, yeni neslimize zarar verdiğimizin farkında bile olamadan göç ederiz bu dünyadan .
    ancak şu anki realite sömürmeyi değil karşılık vermeyi gerektiriyor. insanların global bazdaki bağları çok daha sıkı bir hale geldi bu yüzden de ilişkilerimizi karşılıklı sorumluluk ve global olarak birliğe doğru güncellememiz gerekmektedir.
    kriz bizim topluma ve dünyaya yaklaşımımızı ifade ediyor dolayısıyla kriz ne dünyada ne de toplumda. kriz aramızdaki ilişkide. doğa ahenk ve dengeyle çalışır ve bizde şimdi kendimizi, aramızdaki ilişkilerin yapısını sonuç olarak değiştirmek ve dengeye getirebilmek için, inşa ettiğimiz sosyo ekonomik model dahil olmak üzere, denge ve uyuma gelmek uğruna kendimizi değiştirmemiz gerekiyor.
    binlerce yıllık bir öğreti olan yoga seni uyandırmak istiyor uyan !
    jnana yoga; bilgelik yolu demektir. sana sorgulamayı öğretiyor. yol cehaletten bilgiye doğru gider. mutluluğu ve mutsuzluğu sorgulamak bize bilgiyi getirir. bu bilgi duyulardaki kontrolü sağlar. bilgi bizim kibrimiz haline gelmemelidir. bilgiyi elde ettikten sonra sonuç bunu bilgeliğe dönüştürmektir. mutluluğun maddede olmadığını bilmek en önemlisidir. kişi mutluluğu elde etmeye çalışırken zanneder ki hep endişeli olması normaldir. oysaki arzular ve elde edememek bizi mutsuz eder. biz tüketim dünyasında sürekli aslında kendimizi tüketiyoruz. oysa mutluluğun nerede olduğuna sadece bilgi yoluyla sahip olabiliriz.

    karma yoga ; “kişinin egoyu araya sokmadan ve işin sonucuna odaklanmadan bir iş yapması”; yani karşılıksız ve koşulsuz olarak sadece o işi yapmak doğru olduğu için yapmasıdır. burada özellikle kişinin yaptığı işe konsantre olması ve yaptığı işten herhangi bir kişisel fayda beklememesi , maddi bir beklentisi olmaması esastır. bir iş yaparsınız ve bu iş evrene bir hediyedir.
    ahimsa (şiddetsizlik); ne kendine ne de başka varlıklara zarar ver. sadece söz ve davranışlarını değil, düşüncelerini ve niyetlerini de şiddetten arındır. bunu uygulamak bile dünya ekonomik dengesine ne büyük katkı sağlar. mevcut ekonomik sistem zenginlerin daha da zenginleşmesinden başka bir amaca hizmet etmiyor, bu tezat ve korkunç durum, bir çok çıkar savaşlarına neden olup hedefteki ülke ekonomilerini alt üst ediyor, oysa ki ahimsa der ki en ufak bir canlıya dahi şiddet uygulama. işte yoganın ilk basamağı bile dünyayı ne kadar güzel bir yere çevirip ekonomik istikrar ve düzen getirebilir.
    asteya ( çalmamak ) ; sadece maddi olarak değil hiçbir şeyi çalmamak , nefesi doğadan alıyorsan bunun karşılığını başka bir şekilde doğaya vermen gerekir , mesela ağaç dik, toprağı sula , gerçi doğa bizden bir şey beklemiyordur biz zarar vermeyelim yeter. o kadar parazitizki hayata , yaşama bu denli saygısız başka bir ırk yoktur herhalde. hükümetler, kendi açgözlülükleri için yarattığı savaşlarla halkların huzurunu çalmaktadır. ama şu an bizim konumuz maddi olan kısmı ile ilgili. ticaret yaparken hakkımızla para kazandığımızı düşünürken bile hiç çalmıyor muyuz sence de?
    aparigraha ( biriktirmemek ) ; servet edinme ve istifleme arzusunu nötr hale getirme sadece gerekli olanı almak ve bir durumdan istifade etmemek ya da açgözlü davranmamak anlamına gelir. sadece kazandığımızı almalıyız, eğer fazlasını alırsak bir başkasını hakkını istismar ediyoruz demektir. yoga biriktirme ya da istifçiliği, gelecek konusunda kişinin kendisine ve tanrı’ya güvenmemesi olarak görür.

    yaşam sanatı olan yoga , dünyevi insan hayatına girdikçe daha işlevsel bir ekonomiyi, dengeli tüketmeyi ve sadece gereksinimleri karşılamayı sağlayacaktır. zamanın ve kaynakların boşa çıkmasıyla insanlar kişisel ve toplumsal potansiyellerini gerçekleştirebilecek, ahenkli ve sürdürülebilir bir hayatı koruyabilecekdir.

mesaj gönder