1. tractatus logico-philosophicus adlı eserinde, ''ölüm, hayattaki bir olay değildir.'' diye yazar yirminci yüzyıl filozofu ludwig wittgenstein.

    onun bu düşüncesi erken dönem yunan filozoflarından epikuros'a bir atıftır adeta. zira epikuros da 'ölümden neden korkmamalıyız?' diye sorar etrafındakilere.

    sonra da birer birer kendi cevaplarını sunar bu soruya:

    ''ilk cevap, onu deneyimleyemeyecek olmamızdır. ölümünüz, sizin başınıza gelmiş bir şey olmayacak. ölüm gerçekleştiğinde, siz orada olmayacaksınız.''

    sonrasında, müritlerini ölüm korkusundan ayırmaya çalışır muhterem.

    'epikuros, kendi ölümümüzü hayal ettiğimizde, ölü bedene ne olursa olsun hissetmeye devam edecek bir parçamızın geride kalacağını düşünme hatası yaptığımızı söyler. ancak bu, ne olduğumuza dair yanlış bir anlamadır. belirli bir bedene, et ve kemiğe bağlıyız. epikuros atomlardan (her ne kadar atomlarla kastettiği modern bilim insanlarının kastettiğinden bir parça farklı olsa da), oluştuğumuzu düşünür. bir kez bu atomlar ölümle birbirinden ayrıldığında, artık bilince sahip bireyler olarak var olmayız. eğer biri bu parçaları daha sonra tekrar dikkatli bir şekilde bir araya getirebilse ve yeniden yapılmış bu bedene hayat üfleyebilse bile, benimle ilgisi olmazdı. bana benzer görünse de yaşayan yeni beden, ben olmazdım. onun acılarını hissedemezdim, çünkü bir kez bedenin işleyişi durduğunda onu hiçbir şey hayata geri döndüremez, özdeşlik zinciri kırılmış olurdu.'*

    (*) = alıntı niger warburton'dan yapılmıştır.

mesaj gönder