• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.70)
dunkirk - christopher nolan
dunkirk tahliyesi sonucunda 225 bin ingiliz ve kanadalı, 120 bin fransız askeri olmak üzere 345 bin asker, ölüm çemberinden kurtarılmasını anlatıyor.
  1. en sevdiğim yönetmenlerden biri nolan, dolayısıyla pozitif bir ön yargıyla yaklaşıyorum adamın filmlerine. dunkirk için olumlu olduğu kadar ciddi olumsuz eleştiriler de aldı nolan. ama tabii ben olumsuz olanlara gözlerimi kapadım.

    önce şunu söylemek gerekiyor ki mutlaka dunkerque tahliyesi' ni wikipedia' dan falan bir okuyun ve konuya hakim olarak izleyin filmi. alman ordusu tarafından fransa' nın dunkerque kıyısında sıkıştırılan 400.000 askerin tahliyesini nolan tarzıyla izliyoruz. ben filmin mantığını ne yazık ki filmin sonlarına doğru anladım. büyük bir sürpriz falan olmadığından burada yazmakta bir beis görmüyorum. nolan filmi kara, deniz, hava olmak üzere üç parçaya bölmüş ve bu üç parçayı üç farklı zaman dilimiyle anlatmış. dunkerque tahliyesi sırasında havada geçen bir saati, denizde geçen bir günü ve karada geçen bir haftayı birbiriyle kesişen kısımların da büyük bir ustalıkla vererek izletiyor bize nolan.

    iki çok güzel nokta var filmde. ilki başrolde neredeyse kimsenin olmaması. fakat buna rağmen nolan seyircinin ilgisini sahnede tutmayı başarıyor. bu bence kolay bir iş değil. tam olarak bağ kurabildiğiniz tek bir karakter bile yok belki, yine de geriliyorsunuz fazlasıyla. nolan sizi sinema koltuğundan alıp dunkerque kıyılarına taşımayı başarıyor. o çaresizliği, ölüm korkusunu fazla fazla hissettiriyor.

    ikinci nokta ise gözümden kaçmışsa bilemem ama filmde tek bir alman askeri bile görünmüyor. bu muhteşem bir olay, enfes bir detay. belki de seyircinin bu kadar gerilmesini sağlayan nüans bu. bir düşman var, saldıran var ama nereden ne zaman geleceği belirsiz, kim olduğu belirsiz. askerler onları nasıl görmüyor, nasıl korkuyla bekliyorsa siz de öyle bekliyorsunuz işte. müzikler de gerilimin artmasında önemli bir etken ki youtube' da bununla ilgili bir videoda vardı.

    okuduğum kadarıyla nolan' ın bu filmle ilgili ısrarla söylediği bir cümle vardı; ''bu bir savaş filmi değil'' nolan bunu söylerken benim anladığımı mı kastetti bilmiyorum. ben, bir macera, aksiyon beklemeyin diye yorumladım bunu ve zaten beklemiyordum de. yine de daha fazla aksiyon sahnesi olacağını düşünmüştüm. peki olmadığı kötü mü olmuş derseniz, asla derim, hatta çok iyi olmuş.

    son yorumum şu olacak; bu filmi bir başkası çekseydi ya çok daha fazla beğenilirdi ya da çok daha fazla eleştirilirdi. bir bakıma aslında bu da nolan özgünlüğünün bir kanıtı, bir nolan başarısı bence.

mesaj gönder