1. amerika'da tutuklu bulunan iran asıllı şahıs. ülkemizde malum kitle tarafından, ülkeyi maddi anlamda rahatlatan, geriye kalan tüm halk tarafından rüşvetçi olarak bilinen sözde iş adamı. bakanlara çok pahalı ( yanlış hatırlamıyorsam 700 bin türk lira değerinde ) saatler hediye eder, bakan çocuklarına ayakkabı kutuları içinde amerikan doları ve türk lirası hediye eder. o kadar parayı saymakla yorulmasınlar diye para sayma makinesi hediye eden şahıs.

    yazı biraz uzun ama, umarım beğenirsiniz.

    bu şahsı bizim açımızdan bu kişinin kim olduğunu öğrendik, hepimiz nasıl bir kişiliği olduğunu biliyoruz. amerika ile olan kriz mevzusunu öğrendiğim, bildiğim tüm detaylarıyla kendi naçizane fikirlerimi aktararak anlatmaya çalışacağım.

    iran-amerika-türkiye üçlüsünün nokta ismidir. hani bir bilgisayar için byte ne ise, bu üçlü için de bu reza zerrab denen kişi de aynısı. malumunuz amerika iran ile hem diplomatik hem de ulus olarak düşmanlar. amerika dedi ki, bu ülkeden bir şey almıyorum, tarafımca da bir şey satılmayacak. kısacası ambargo koyuyorum. müttefik ülkelerime de bu ülke ile ucunda para olan herhangi bir ticari ilişkiye girmemelerini öneriyor ve tavsiye ediyorum. bu kısmın özeti, ticaret yapabilirsin ama karşılığında para ilişkin olmayacak. eski usul takas sistemiyle çalışabilirsiniz. mevcut hükümet için çok ayrı bir fırsattı esasında. bu tavsiye ile beraber hem belli oranda istihdam yaratabilir, ülkemizde para kazanamayan bir çok iş kolunu rahatlatabilirdik. ama maalesef yöneticilerimiz yine kendi ceplerini dolduracak diğer yolu tercih etmeyi yeğledi.

    ne yapabilirdik? iran'dan mal alıp karşılığında kan ağlayan tekstil sektörüne canlılık getirip karşılığında tekstil ürünleri takas edebilirdik. tarla'da alın teriyle yetiştirdiği meyve sebzeyi aradaki komisyoncular yüzünden satamayan, satsa bile zarar eden emekçi çiftçi kardeşlerimize soluk aldırabilirdik. ama neden bakanların kolunda yüzlerce bin türk liralık saatler olmamasına tahammül edebilirdi ki sayın devlet yöneticilerimiz. işte bu yüzden ikinci yolu seçtik. rezalet ve ortağı türlü alengirli yollarla paraları bizim bakanlara, bakan çocuklarına, banka müdürlerine, banka yönetim kurulu üyelerine, genel müdürlerine akladıkları ucu bucağı belli olmayan kara paradan bir kısmını verdiler, yedirdiler, hediye ettiler...

    ülkemiz insanının %51'lik kesimin zannettiği gibi amerika, eski bakanı, devlet bankasının genel müdürünü, reza hakkında ki tutuklama kararını bizim ülkemizde ki yolsuzluk mevzusunda dolayı değil, türkiye iran ile ticaret yaptığı için değil, reza zarrab ve ortağının akladıkları kara parayı türkiye üzerinden de geçirerek ve bunu devlet yöneticilerinin bildiği halde rüşvet alıp sustukları, ardından türkiye dışına çıkan kara paranın amerikan bankacılık sistemlerini alet ettiği içindir bu karar. yani amerika demiyor ki, kardeşim ben bu kararı çıkartırken sen iran ile ticaret yaptın diye çıkarttım. adamlar diyor ki istediğin ülkeyle ticaret yap beni ilgilendirmez. lakin sen devlet olarak, devlet bankanda kara para aklanılmasına ses çıkartmamışsın, ses çıkartmamak adına rüşvet almışsın burada virgül koyup diyorlar ki yine de bu beni ilgilendirmez. ama sen bu kara para aklama olayını, senin kamu yani devlet bankandan sonra gelip benim amerikan bankalarımı, amerikan bankacılık sistemlerini alet edersen bende sana, senin yöneticilerine uluslararası arena da her türlü yaptırım uygulatırım.

    olayın patlak verdiği yer, bizim devlet bankasına giren kara paralar, bizden çıktıktan sonra amerikan bankacılık sistemine sokuluyor. adamlar da diyor ki, ben buna müsade etmem, her türlü resmi hakkımı da kullanırım. haklılar mı? maalesef haklılar. keşke devletimizi, bizi yönetenleri savunabilsek. nereden tutarsan tut, elinde kalıyor. ve sanmayın ki, amerika sadece bakanı, reza'yı alıp bu işi sessiz sedasız bitirecek. bu işi uluslararası mahkemelere götürüp çok ciddi maddi yaptırım ve tazminatlara boğacaklar malesef. okuduğum bir kaç araştırma yazısında, amerikanın bu olayı erdoğana kadar götüreceği gerçeği de var.

    erdoğan ve ekibini günahım kadar sevmem, sokakta yürürken bir bardak suya ihtiyacını olduğunu göreyim, bir bardak su vermem. lakin biz kabul etsekte etmesek de bu şahıs bu ülkenin, bu cumhuriyetin cumhurbaşkanı. öyle yahut böyle uluslararası arena'da ülkemizi temsil ediyor. dua ediyorum, önümüzdeki amerika seyahatinde tutuklamasalar bari. sayelerinde iki kuruşluk itibarımız kalmıştı, yine onlar sayesinde o itibari da kaybetmeyelim.
    (bkz: kara para aklama)

mesaj gönder