1. o küfürler gün gelecek patir patir dokulecek bu sayfalara ulen( burada tebessum var). sonra donup bu ilk zaman entrilerine bakilip, vay agzini kiridgimin dunyasi, buralar ne guzelmiş o zamanlar denilcek. hani bazen oyle durumlar oluyor ki insan bi "agzini kirim" ile geciştiremiyor. işte öylesi anlarda uzay bosluguna gonderiveriyor ya insan kallavi bir kac kufru ondan sey ettim yani, yoksa keşke hep böyle kalsa buralar.

    bir de kufurden kasit ne o da muhim. oyle agiz ishali olmus gibi saga sola saldirmak ise, kisinin kendisini alcaltmasindan baska bir sey degildir. sumbulzade vehbi efendinin padişaha yazdigi meshur şiiri bilenler bilir.
    şiirin hikâyesi şöyle:
    bir gün padişah vehbi efendi’yi yanına çağırır ve: bana öyle bir şiir yaz ki, bir mısrasını okuyunca içimden seni öldürmek, bir sonrakini okuyunca ise ödüllendirmek gelsin" der. ve işte sonuç aşağıda:

    azm-u hamam edelim, sürtüştürem ben sana,
    kese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.

    lal-u şarap içurem ve ıslatıp geçirem,
    parmağına yüzüğü, hatem-i zer drahsan.

    eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
    lale ile sümbülü kakülüne nevcivan.

    diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
    bir gümüş ibrik ile destine ab-ı revan.

    salınarak giderken arkandan ben sokayım,
    ard eteğin beline, olmasın çamur aman.

    kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
    sahtiyenden çizmeyi, olasın yola revan.

    öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarıda hiç,
    düşmanın bağrına, hançerimi nagehan.

    eğer arzu edersen, ben ağzına vereyim,
    yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman.

    herkese vermektesin, bir de bana versene,
    avuç avuç altını, olsun kulun şaduman.

    sen her zaman gelesin, ben vehbi’ye veresin,
    esselamun aleyküm ve aleykümesselam.

    adam küfür etmiş mi, etmiş. ama baksana, dersin ki nakiş işlemiş.

mesaj gönder