1. dili kullanan ve üreten insandır. herhangi bir alanda yeni terim ve deyişleri o alanda üretimi yapan belirler. felsefeyi siz yapmazsanız terimlerini de siz belirlemezsiniz doğal olarak; yani ya orijinalden alıntı yaparsınız ya da türetim yaparsınız. felsefe alanında yeteri kadar ilgi yoksa da karşılık bulmak konusunda sıkıntı çekebilirsiniz ki bu dilin dolaylı problemidir; çünkü yukarıda söylendiği gibi bunun sebebi 'insan'dır.

    felsefi terimler açısından almanca, türkçeden önde olabilr. nedenini yazmaya gerek yok. aynı karşılaştırmayı bozkır terimleri üzerinden yapalım. kırgızistan'da günümüzde bozkır kültürü güçlü bir biçimde varlığını sürdürmektedir. bu bağlamda at donları için kullanılan terimler bile başınızı döndürebilir. bozkır kültürünün hissedilmediği ve dilinin gelişmiş olduğu iddia edilen bir ülke, dolayısıyla kırgızcadaki bozkır terimlerini karşılayabilecek lügat zenginliği sahip olmayacaktır. on yaşındaki çocuğun mantığıyla genelleme yaparak "kırgızca filanca dilden üstündür" mü diyeceğiz? dememeliyiz.

    şahsen aşırı tasfiye ve öz türkçeciliğe karşıyım. bir sözcük bir dile ne yolla girerse girsin, halk tarafından benimsenmişse gerisinin pek önemi yoktur.

    özetle türkçe de bütün diller kadar ifade etmek kuvvetine sahiptir. çeşitli terimsel yetersizliği var olmakla birlikte bunun sebebi dilin yetersiz olması değil, insanların yetersiz olmasıdır. azimli çevirmenleri ve filozofları üretime ve geçerli karşılıklar bulmaya davet ediyoruz.

mesaj gönder