1. "muhtaç duruma düşmemek" gibi algılarsak, alır.

    6 aydır yırtık ayakkabı giyen biri olarak olaya çocuk açısından bakacağım. markete girdik; et reyonuna gittik niye ufakliga protein gerek. çıktık; eee çocuk bu sosyallesecek oyun grubuna götürdük. saati 150 tl civari, hep kapalı ortam olmaz doğaya çıkalım, evde kek poğaça köfte vs. yaptık fırın çalıştı, aaaa elektrik faturasina ne olmuş böyle dedik.

    5 küsür liradan benzin aldık gittik. hopladik zipladik ağaçlara baktık limon zeytin vs topladık çamurdan şekil yaptık falan.

    6 ayda bir ayakkabı, her sene mont kazak vs kiyafet aldık. (aklıma gelmişken bunu yazayım: bayramda markete gittik, mahşeri bir kalabalık saat geç oldu vs derken çikolata almayı unuttuk. eş kişisi evde yok, en yakın akraba eş dost da 800 km uzakta diye evde eski püskü kiyafetlerle oturuyoruz. kapı çaldı, açtım baktım köyün çocukları hep bir ağızdan iyi bayramlar dedi;) size de iyi bayramlar çocuklar dedim demesine ama evde şeker yok! karşılıklı beklesiyoruz kapıda, bu arada bemin ufaklık üstünde demir ilacı, elma suyu gibi envai çeşit leke bulunan tişört, altinda pacalari kisalmis pijamasi ile kapiya geldi. çocuklar biz şeker almayi unuttuk, ama poğaça kurabiye kek yaptim onlardan getireyim dedim. en büyükleri niye yok, bugün bayram olduğunu bilmiyor musun dedi, diğeri de bebeğe neden bayram kıyafeti almadın dedi.)

    eee oyuncak olmazsa olmaz onu da aldık.

    seneye okula gidecek bir de kırtasiye servis yemek parası derken anne yırtık ayakkabıyla gezmeye devam, baba da en son 2 yıl önce bir kazak almıştı onla bütün kış devam. ha mutlu muyuz valla mutluyuz.

    sonuç; şu an içinde bulunduğun maddi olanaklara göre değişir.

mesaj gönder