-
paralel evren ile ilişki kurup paradoksu çözmek mantıklı gibi. ancak gelgelelim;
şimdi paralel evren dediğimiz olay; aynı anda yaşanan ve aynı veya farklı yaşayışlara sahip bir çok zaman dilimini kapsıyor.
sayısını bilmiyoruz ama eğer paralel evrene inanıyorsak bunun yalnızca 1 tane olmadığına da inanıyoruz.
şimdi ben a evreni 2017'sinde geçmişe gittiğimde, atıyorum b evreni 1950'sine gidip dedeyi öldüreyim. ne oldu? banim a evrenimdeki dedemin yaşantısına zeval gelmedi, dolayısıyla geçmişe gidip gelmemin hiç kimseye bir faydası ya da zararı olmadı.
...mı acaba?
ya o garibim b evrenindeki ben? hatırlarsanız a evreni 2017'sinde b evrenindeki ben de 2017'deydi. (paralel ya, o bakımdan.)
biz gittik adamın dedesini öldürdük.
b evreninde artık ben yokum. dolayısıyla b evrenindeki ben'in dedesi de yok.
o zaman benim için b evreni diye bir şey yok. (en azından benim için.)
diyeceksin ki "sen olmasan da paralel evrenler devam eder, sen yoksun diye yok olmazlar."
tamam.
o halde başka bir evrende ben hiç doğmamış olabilirim. dedem de doğmamış olabilir. sen nasıl gittin belki 1 belki binlerce evren arasında tam da benim evrenimle - geçmişe dönme anına kadar- aynı olan evreni denk getirdin?
yoksa paralel evrenler, biz geçmişe gidip bir değişiklik yaptığımızda mı ortaya çıkıyor?
a evreninden kalk, geçmişe git. geçmişte dedeni öldür. hoop, zaman kırılması. a evreninde 2017 yılına kadar zaten gelmişiz. o halde zaman kırılması ile dedeyi öldürdüğün an bir b evreni yaratmış oluyorsun. dedesiz hikayeler orada devreye girip b evreni yaşamına devam ediyor.
geçmişten günümüze dönüyoruz; dede paradoksu hâlâ ortada. neden? ben 2017'deysem dedem ölmemiş demektir.
falan filan.
eklemeden geçemeyeceğim;
hem neden öldürüyorsunuz ki dedenizi? hiç mi güzel insanlara rast gelmediniz: (bkz: dedeye sahip çıkalım)